Analiz

Pekin-Moskova İlişkilerini Yeni Bir Seviyeye Taşımak

Çin-Rusya ilişkileri giderek daha da güçlenmektedir.
Ticaret hacminin artması ve enerji alanındaki işbirliği, bu ilişkilerin stratejik önemini vurgulamaktadır.
Çin’in dış politika vizyonu, giderek daha belirgin bir şekilde çok kutuplu bir dünya düzenine doğru evrilmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

7 Şubat 2024 tarihinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Washington’un Pekin’i bastırmaya çalıştığını iddia etmiş ve “çok kutuplu” dünya düzeninin önemini vurgulamıştır. Rusya’yla ilişkilerin derinleştirileceğini ve güçlendirileceğini söyleyen Wang Yi, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Çin şirketlerine uyguladığı yaptırımları eleştirmiştir.  Bu yaptırımların “şaşırtıcı” ve “anlaşılmaz” bir hale geldiğini belirten Bakan, ABD’nin “tek taraflılığına” ve “korumacılığına” atıfta bulunmuştur.[1]

ABD’yle ilişkilerin “kritik” olduğunu, ancak önümüzdeki aylarda Rusya’yla bağların daha da güçlendirileceğine dikkat çeken Wang Yi, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilişkiyi güçlendirmek için üstlendikleri “stratejik rehberliklerini” övmüş ve geçen yıl ikili ticaretin bir rekor olarak 240 milyar doları bulduğunu belirtmiştir. Wang Yi, Rus doğalgazının Çin evlerini ısıttığını, Çin arabalarının ise Rus yollarında seyrettiğini söylemiştir.[2]

Rusya’nın Ukrayna’daki savaşın başlamasından bu yana Çin’e olan gaz ihracatı artmış ve bu durum Avrupa’ya yapılan gönderilerdeki düşüş nedeniyle oluşan ekonomik sıkıntıya dayanmasına yardımcı olmuştur. Çin, geçen yıl Rusya’ya 841.000’den fazla araç satmış ve bu, Çin’in otomobil üreticileri için en büyük ihracat pazarı haline gelmiştir. Aynı zamanda toplam ihracat 2022 yılına göre %54 artmıştır.[3]

Tüm bunların yanı sıra ABD’nin vaatlerini yerine getiremediğini ve Çin’i bastırmakla “obsesif” olduğunu söyleyen Wang Yi, karşılıklı saygının önemini vurgulamış ve “bazı ülkelerin masada olup diğerlerinin olmaması kabul edilemez” demiştir. İkili ilişkiler, Şi Cinping’in ABD Başkanı Joe Biden’la Kasım ayında buluşmasından bu yana biraz yumuşamıştır. Biden’ın Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemeyeceğine söz verdiğini hatırlatan Wang Yi, bunu yapan ülkelerin “ateşle oynamaktan kendilerinin yanacaklarını” eklemiştir.[4]

Yıllık basın toplantısında konuşan Çin Dışişleri Bakanı, Ukrayna ve Gazze’deki çatışmaları ve Çin’in Avrupa’yla ilişkisini tartışmıştır. Tüm bunların boyutunu vurgulayarak “artık Washington’un hegemonyası tarafından yönetilmeyen çok kutuplu bir dünya” olarak nitelendirdiği bir eğilimi vurgulamıştır.[5]

Bu, Çin ve Rusya’nın Şubat 2022 tarihinde ilan ettiği “sınırsız” dostluğun önemli bir parçası olmuştur. Hemen ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden önce gerçekleşmiştir. Pekin, işgalin ardından Moskova’yı diplomatik ve ekonomik olarak desteklemiş ve bu durum, Batılı liderlerin tepkisine neden olmuştur. Wang Yi, aynı zamanda “Çin-Rusya ilişkileri, çok kutupluluğun eğilimi doğrultusunda ilerliyor” demiştir.[6]

Çok kutupluluğun bir parçası olarak Çin’in dış politikası giderek Küresel Güney’in önemine odaklanmaktadır. Wang Yi, Çin’in “Küresel Güney’in sessiz çoğunluğu değil, uluslararası düzeni yeniden şekillendiren güç” olduğunu söylemiştir.[7]

Gözlemciler, Wang’ın önceki Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın geçen yıl görevden alınmasından bu yana geçici bir ara çözüm olarak görüldüğünü düşünüyordu. Ancak bu yılki toplantıların gündemi personel değişikliklerinden bahsetmemekteydi. Wang Yi, ayrıca Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Dış İlişkiler Komisyonunun Direktörü’dür. Bu da Dışişleri Bakanı’ndan daha fazla güce sahip bir pozisyondur.

Çin’in dış politika vizyonu, giderek daha belirgin bir şekilde çok kutuplu bir dünya düzenine odaklanmaktadır. Bu yönelim, ABD’nin geleneksel hegemonik pozisyonunu sorgulayan ve küresel güç dengesindeki değişiklikleri vurgulayan bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin son açıklamaları, bu vizyonun somut bir ifadesidir ve ABD’yle olan ilişkileri, özellikle de Rusya’yla olan ilişkilerle karşılaştırıldığında, Çin’in stratejik hedeflerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Wang Yi, ABD’nin yaptırımlarını “tek taraflılık” ve “korumacılık” politikaları üzerinden açıklamış ve Çin’in uluslararası ilişkilerde daha adil ve eşitlikçi bir yaklaşım benimsediğini vurgulamıştır. En nihayetinde ABD’nin Çin’e yönelik politikaları, uluslararası istikrar ve güvenliği olumsuz etkilemektedir.

Wang Yi’nin vurguladığı gibi, Çin-Rusya ilişkileri giderek daha da güçlenmektedir. Ticaret hacminin artması ve enerji alanındaki işbirliği, bu ilişkilerin stratejik önemini vurgulamaktadır. Rusya’nın Ukrayna Krizi sırasında Çin’e olan gaz ihracatının artması, bu ilişkilerin karşılıklı çıkarlara dayalı bir temele oturduğunu göstermektedir. Çin ve Rusya’nın birlikte hareket etmesi, uluslararası ilişkilerde dengeleri değiştirebilir ve ABD’nin geleneksel hegemonik pozisyonunu sarsabilir.

Wang Yi’nin açıklamaları, Çin’in Küresel Güney ülkeleriyle olan ilişkilerine ve çok kutuplu bir dünya düzenine olan inancına vurgu yapmaktadır. Bu, Çin’in geleneksel olarak Batı’ya odaklanan dış politikasının genişlemesiyle birlikte güç dengesinin değiştiği ve uluslararası ilişkilerin daha çeşitli bir yapıya doğru evrildiği bir dönemde önemli bir değişikliğe işaret etmektedir.

Sonuç olarak Wang Yi’nin açıklamaları, Çin dış politikasının giderek daha belirgin bir şekilde çok kutuplu bir dünya düzenine doğru evrildiğini göstermektedir. Bu, ABD-Çin ilişkilerindeki gerilimi artırabilirken, Çin’in Rusya ve diğer küresel güçlerle olan ilişkilerini güçlendirmesine olanak tanıyabilir. Ancak bu vizyonun gerçekleşmesi, uluslararası ilişkilerdeki geleneksel güç dengelerini sarsabilir ve yeni çatışma alanlarına yol açabilir. Bu nedenle Çin’in çok kutuplu dünya inşasına yönelik Rusya’yla yapmış olduğu işbirliği, Batı’nın büyük tepkisiyle karşılaşmaya devam edecektir.


[1] “China Pledges to Deepen Russia Ties and Criticises US ‘Obsession’ with Suppressing Beijing”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2024/mar/07/china-pledges-to-deepen-russia-ties-and-criticises-us-obsession-with-suppressing-beijing, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

[2] “China Accuses US of Devising Tactics, Criticises ‘Obsession’ with Suppressing Beijing” Firstpost, https://www.firstpost.com/world/china-accuses-us-of-devising-tactics-criticises-obsession-with-suppressing-beijing-13746289.html, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

[3] “China Criticizes US for Suppressing Its Rise While Touting Partnership With Russia”, Voice of America, https://www.voanews.com/a/china-criticizes-us-for-suppressing-its-rise-while-touting-partnership-with-russia/7517486.html, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

[4] “China Pledges to Deepen Russia Ties and Criticises US ‘Obsession’ with Suppressing Beijing”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2024/mar/07/china-pledges-to-deepen-russia-ties-and-criticises-us-obsession-with-suppressing-beijing, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

[5] “China Accuses US of Devising Tactics, Criticises ‘Obsession’ with Suppressing Beijing” Firstpost, https://www.firstpost.com/world/china-accuses-us-of-devising-tactics-criticises-obsession-with-suppressing-beijing-13746289.html, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

[6] “China Criticizes US for Suppressing Its Rise While Touting Partnership With Russia”, Voice of America, https://www.voanews.com/a/china-criticizes-us-for-suppressing-its-rise-while-touting-partnership-with-russia/7517486.html, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

[7] “China Pledges to Deepen Russia Ties and Criticises US ‘Obsession’ with Suppressing Beijing”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2024/mar/07/china-pledges-to-deepen-russia-ties-and-criticises-us-obsession-with-suppressing-beijing, (Erişim Tarihi: 09.03.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler