Tarih:

Paylaş:

Taliban’ın DEAŞ Politikası

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Afganistan’da Devletü’l Irak ve’ş Şam (DEAŞ), El-Kaide ve Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP) başta olmak üzere çeşitli terör örgütlerinin faaliyet gösterdiği iddia edilmektedir. Bahsi geçen örgütler içerisinde DEAŞ, Afganistan’daki saldırılarıyla adından sık sık söz ettirmektedir. Nitekim 2021 yılının Ağustos ayında Taliban’a Afganistan’a egemen almasının ardından terör örgütü DEAŞ, Kabil Havalimanı’na saldırmıştır. Bu saldırıda 100’den fazla kişi hayatını kaybetmiştir.

Ayrıca terör örgütü DEAŞ, Taliban unsurlarının yanı sıra ülkede yaşayan Şiilere/Hazaralara ve Taliban’ı destekleyen mollalara da saldırılar düzenlemektedir. Buna ek olarak söz konusu terör örgütünün Taliban’la olumlu bir diyaloğa sahip olan devletlerin Kabil Büyükelçilikleri önünde çeşitli saldırılar gerçekleştirdiği de bilinmektedir. Son olarak 11 Ocak 2023 tarihinde terör örgütü DEAŞ, Afganistan’ın Dışişleri Bakanlığı önünde bir intihar saldırısı gerçekleştirmiş ve 20 diplomatın hayatını kaybetmesine sebebiyet vermiştir. Bu saldırının zamanlama itibarıyla Çinli bir heyetin Taliban yetkilileriyle görüşmesine denk geldiği de iddia edilmiştir.[1]

DEAŞ, küresel stratejisi bağlamında Afganistan’ın jeopolitik öneminin farkındadır. Bu bağlamda DEAŞ, Afganistan’da güçlendiğinde Çin, Rusya, Orta Asya Devletleri ve İran’a rahatça ulaşabileceğini düşünmekte ve bundan dolayı Afganistan’daki konumunu güçlendirmektedir. DEAŞ adı ne olursa olsun güçlü bir Afgan yönetimini hedeflerinin önünde bir engel olarak görmekte ve Taliban’ı devirmek ya da zayıflatmak için tüm kozlarını kullanmaktadır.

Taliban’ın söylem ve eylemlerine bakıldığında, terör örgütü DEAŞ’ı birincil tehdit olarak gördüğü ve terörle mücadele politikası bağlamında DEAŞ’a odaklandığı görülmektedir. Bu kapsamda Taliban, DEAŞ’ı “harici yapılanma” olarak nitelendirmekte ve bu yüzden de DEAŞ’la mücadeleyi dini bir vecibe olarak tanımlamaktadır.

Taliban zaman zaman Afganistan’ın çeşitli illerinde DEAŞ hücrelerine operasyon düzenleyip bazı silahlı unsurları etkisiz hale getirmektedir. Bu çerçevede Taliban, yaptığı son açıklamasında Kabil ve Nimruz’da operasyon gerçekleştirip sekiz teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurmuştur.[2]

Dahası Taliban, terör örgütü DEAŞ’la ilişkisi olduğu gerekçesiyle bazı Selefi mollaları tutuklamıştır. Nitekim Taliban’ın operasyonları sonucunda bazı DEAŞ komutanları teslim olmuştur. Taliban’ın DEAŞ’la mücadele vesilesiyle bazı hedeflerine ulaşmak istediği ifade edilebilir.

Öncelikle Taliban, DEAŞ’la mücadele üzerinden 29 Şubat 2020 tarihli Doha Antlaşması’na bağlı olduğunu ve Afganistan topraklarından diğer devletlere karşı terör tehdidi oluşmadığı mesajını vermeye çalışmaktadır. Çünkü herhangi bir terör örgütünün Afganistan’da faaliyet göstermesi, Doha Antlaşması’nın ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.

Taliban’ın bir diğer hedefinin ise Afgan halkının sempatisini kazanmak olduğu söylenebilir. Zira çeşitli kaynaklara göre, DEAŞ terör örgütünün Afganistan’daki unsurları, çoğunlukla yabancı savaşçılardan oluşmaktadır. Dolayısıyla Afgan halkıyla güçlü bir bağa sahip değildir. Oysa Taliban liderleri ve savaşçıları, Afgan halkının içinden çıkmıştır. Bu yüzdene de Taliban, terör örgütüne karşı operasyonları vesilesiyle halka “yalnız değilsiniz” mesajını vermektedir. Bu da Taliban’ın güvenliği sağlayan aktör olduğu fikrini güçlendirmekte ve Taliban’a olan sempatiyi arttırmaktadır.

Tüm bunlara ek olarak Taliban, DEAŞ’la mücadele iddiası kapsamında bölge devletlerinin desteğini almayı da hedefliyor olabilir. Zira Rusya, Çin, İran ve Orta Asya ülkeleri terör örgütü DEAŞ’ı kendi ulusal güvenliklerine ve toprak bütünlüklerine yönelik tehdit olarak değerlendirmektedir. Zaten 2014 yılından itibaren bölge devletleri, Taliban’la da DEAŞ’la mücadele argümanı doğrultusunda ilişki kurmuştur. Dolayısıyla Taliban, mevcut durumda da bu desteği sürdürülebilir kılma arzusunda gözükmektedir.

Bu noktada Taliban’ın DEAŞ’ı ABD’nin desteklediği iddiasını dile getirdiği ve böylece bölgeyi istikrarsızlaştırmaya dönük bir projenin uygulandığı söylemi önem arz etmektedir.[3] Çünkü bu iddia, özellikle de Rusya ve Çin’in Taliban’la yakınlaşmasını hızlandırmaktadır. Bu nedenle de Taliban Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki, Taliban’ın tanınmamasının DEAŞ’ın işine geldiğini dile getirmitşir.[4]

Sonuç olarak Taliban, DEAŞ’in Afgan halkı ve uluslararası sistem tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını düşünmektedir. Bu yüzden de söz konusu terör örgütüyle mücadele ederek Afganistan’daki gücünü pekiştirmeye çalışmaktadır. Taliban’a göre, DEAŞ’la karşı mücadelede uluslararası toplumun Taliban’ı desteklemekten başka seçeneği yoktur.


[1] “حمله انتحاری به وزارت خارجه طالبان؛ بین ۵ تا ۲۰ کشته شدند، داعش مسئولیت حمله را پذیرفت”, BBC, https://www.bbc.com/persian/articles/c98x1yzpjxeo, (Erişim Tarihi: 01.02.2023).

[2] “طالبان از کشته‌شدن 8 عضو «داعش» در جریان یک عملیات خبر داد”, Al-Arabia, https://l24.im/hbv, (Erişim Tarihi: 01.02.2023).

[3] “مسکو: آمریکا به صورت پنهانی از داعش در افغانستان حمایت می‌کند”, Mashreghnews, https://l24.im/dvVo, (Erişim Tarihi: 01.02.2023).

[4] “امیر خان متقی می‌گوید به‌رسمیت نشناختن طالبان، به سود داعش تمام می‌شود”, Afintl, https://www.afintl.com/20211017227640, (Erişim Tarihi: 01.02.2023).

Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan Dawlatyar, 2013 yılında Kunduz Üniversitesi Hukuk ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi Anabilim Dalı’nda “Türkiye Cumhuriyeti ve Afganistan İslam Cumhuriyeti Anayasalarında Güçler Ayrılığı İlkesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz” başlıklı teziyle 2019 yılında almıştır. Çeşitli bilimsel etkinliklere katılan Dawlatyar, Afganistan sorunuyla ilgili bildiriler ve makaleler sunmuştur. Bu kapsamda “Afganistan Sorununun Dini ve İdeolojik Nedenleri” başlıklı sunumu yayınlanmıştır. Halihazırda Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM bünyesinde yürütülen çalışmalara katkıda bulunan Ahmad Khan Dawlatyar’ın başlıca çalışma alanları Afganistan ve Pakistan’dır. Dawlatyar, anadil seviyesinde Farsça, Özbekçe, Türkçe ve Peştunca dillerine hakimdir. Ayrıca orta düzeyde İngilizce bilmektedir.