ORTA ASYA Arşiv — ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi https://www.ankasam.org/kategory/enstituler/ortaasya/ Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Sun, 17 Mar 2024 07:03:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.3 Türk Devletleri Teşkilatı’nda Ekonomik İşbirliği Dönemi https://www.ankasam.org/turk-devletleri-teskilatinda-ekonomik-isbirligi-donemi/ Fri, 26 Jan 2024 07:41:34 +0000 https://www.ankasam.org/?p=68802 Küreselleşen dünya sisteminin ortaya çıkardığı bazı etmenler, devletleri sürekli olarak reformlarla adaptasyon sağlama yoluna itmiş, hareket kabiliyetini genel anlamda yükseltmiştir. Ekonomi de küreselleşmenin etkisiyle değişimler yaşamış ve dünya ticaretine yön vermiştir. Bu bağlamda aktif ve hızlı ilerleme sağlayan alım-satım faaliyetleri, ekonomik güç bakımından devletlerin politikalarını ve güçlerini etkilemektedir. Tüketimin artışta olması, üretimini arttıran ülkeler için […]

The post Türk Devletleri Teşkilatı’nda Ekonomik İşbirliği Dönemi appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Küreselleşen dünya sisteminin ortaya çıkardığı bazı etmenler, devletleri sürekli olarak reformlarla adaptasyon sağlama yoluna itmiş, hareket kabiliyetini genel anlamda yükseltmiştir. Ekonomi de küreselleşmenin etkisiyle değişimler yaşamış ve dünya ticaretine yön vermiştir. Bu bağlamda aktif ve hızlı ilerleme sağlayan alım-satım faaliyetleri, ekonomik güç bakımından devletlerin politikalarını ve güçlerini etkilemektedir.

Tüketimin artışta olması, üretimini arttıran ülkeler için büyük bir fırsat oluşturur. Özellikle Asya Kıtası, uluslararası ticarette ön planda yer almaktadır. Çin, burada önemli bir aktörken çevre ülkelerle işbirliğini arttırmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi de buna katkı sağlarken Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleriyle ciddi manada ticari işbirliği sağlamaktadır. Asya’da ve dünyada gün geçtikçe adından söz ettiren Türk Devletleri Teşkilatı, kuruluşundan bugüne vizyon ve misyon değişiklikleri yaşamış ve ekonomik işbirliği alanında da birlik oluşturma yoluna gitmiştir.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2040 Vizyonu’nda ekonomik alanda bir dizi ortak proje ve işbirliği çerçevesi ortaya konulmuştur.[i] Bu kapsamda ekonomik kalkınma politikalarının uyumlu hâle getirilmesine ve aynı zamanda yeşil ekonomi ve dijitalleşmeye vurgu yapılmıştır. Bunun yanı sıra üye devletler arasında yapılacak olan ticarette ulusal para biriminin kullanılması konusu da gündemdedir.

Orta Koridor, Çin ve Doğu Asya’daki pazarları Türk Devletleri Teşkilatı üye devletleri toprakları üzerinden Avrupa’ya bağlayan antik İpek Yolu’nun modern bir versiyonu olarak görülmektedir. Bu koridor, 10.000 kilometrelik Kuzey Koridoru ile karşılaştırıldığında 7.000 kilometrelik güzergahta daha uygun maliyetli ve daha hızlı ticaret imkânı sağlamaktadır.[ii] Orta Koridor’dan faydalanmak suretiyle Türk cumhuriyetleri, farklı sektörlerde daha fazla üretim kapasitesi sağlamak, gelecekteki bilgi ekonomisini inşa etmek, fırsatlar üretmek ve altyapıyı geliştirmek adına işbirliğine gitmektedirler.

Ayrıca stratejik ortaklarla kapasitenin arttırılması da planlar arasındadır. Bunun somut delili olarak Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri arasındaki ticaretin 2022 yılında 33 milyar dolardan 2023 yılında 42 milyar dolara yükselmesi gösterilebilir.[iii] Bu bağlamda “TuranSEZ Projesi” kapsamındaki çalışmalar da devam etmektedir. Bu meseleyle ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 3 Kasım 2023 tarihinde düzenlenen Astana Zirvesi’nin ardından yaptığı açıklamada, Kazakistan’daki TuranSEZ Sanayi Bölgesinin Türk Dünyası ülkelerinin ortak ekonomik girişimlerini kapsayan büyük bir proje olduğunu belirtmiştir.[iv] Sadece Türk Devletleri Teşkilatı üye devletlerine hizmet verecek olan ve Türkiye’de kurulan “Turan” finans uygulaması dikkat çekici adımlardan biridir. Yatırımlarla etkisini arttıran Turan uygulaması, Türk Dünyası’nda bir bankacılık girişimi olarak görülebilir.

2023 yılının Mart ayında yapılan görüşmelerde temeli atılan Türk Yatırım Fonu, bundan iki ay sonra resmen kurulmuştur. Türk devletlerini uluslararası finans kuruluşlarının hâkim konumundan kurtarmayı ve bölgenin stratejik özerkliğini güçlendirmeyi amaçlayan fonun merkezinin İstanbul olmasına karar verilmiştir. Başkanlığına Türk Devletleri Teşkilatı eski Genel Sekreteri Bağdad Amrayev atanmıştır. Bu fon sayesinde ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesi, ticari faaliyetlerin arttırılması ve girişimcilik projelerinin arttırılması sağlanacaktır. Uzun vadeli hedeflerde Uluslararası Para Fonu’na (IMF) alternatif oluşturması beklenen Türk Yatırım Fonu’nun başlangıç sermayesi 500 milyon dolardır.[v] Her üyenin eşit paya sahip olduğu bu fonda ülkeler arasında hiyerarşik sistem bulunmamaktadır. Ekonomik bağımsızlığa katkıda bulunan Türk Yatırım Fonu’nun dışında bu işbirliğini geliştirmek için farklı çabalar da sürmektedir.

Türkiye ile Azerbaycan arasında açılması planlanan Zengezur Koridoru sayesinde Türk Devletleri arasında demiryolu ticaretinin arttırılması planlanmaktadır. Ayrıca bu koridor, Asya-Avrupa arası bir geçiş yolu olması hasebiyle dünya ticareti için de önem taşımaktadır. Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri arasındaki demiryolu taşımacılığını arttırmaya çok odaklandığını ve birçoğuyla anlaşma imzalamanın son aşamasında olduğunu, Zengezur Koridoru için Azerbaycan’la işbirliği yapıldığını ve aynı zamanda Türkiye’den Irak’ın Basra Limanı’na uzanan demiryolu koridorunu yeniden açmaya çalıştıklarını söylemiştir.[vi] İhracatı yukarı ivmelenen Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri, 2023 yılının ilk 10 ayında 5,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir.[vii] Bunun 1,8 milyar doları Azerbaycan’a aittir. Bu verilerle 2022 yılına oranla %16.3 artış gözlemlenmiş ve en çok artış yapan ülke de Kazakistan olmuştur. Azerbaycan ise Türk Devletleri Teşkilatı’nın ekonomisine toplamda 20 milyar dolardan fazla yatırım yapmıştır.[viii] Ekonomik işbirliği alanında atılan mevcut adımlara bakıldığında Türk Devletleri Teşkilatı’nın gelecek yıllarda büyük projelere imza atacağını söyleyebiliriz. Avrasya siyasetinde önemli rol oynayan Türk Devletleri Teşkilatı, birlik dışında da ticari hedeflerini arttırmaktadır. Asya ile Avrupa’yı birleştiren bölge, Kuşak ve Yol Girişimi’nin de tamamlayıcısı konumundadır. Bu bağlamda kısa vadede büyük gelişmeler ortaya koyması beklenmektedir. Kalkınma ve yeni projelere kapı aralayan Türk Yatırım Fonu ile her konuda gelişime açık bir alan yaratılmaktadır. Ayrıca fon dışında bu devletler, kendi aralarında ticaret hacmini üst seviyelere taşımak ve bağımlılığı en aza indirme politikasına devam etmektedirler. Genel manada ticari işbirlikleri, Türk Devletleri Teşkilatı’nın dünya arenadaki hızlı yükselişine önemli katkılarda bulunacaktır.


[i] “Turkic States Meet To Promote Middle Corridor Rail Freight Route”, Middle East Monitor, https://www.middleeastmonitor.com/20231006-turkic-states-meet-to-promote-middle-corridor-rail-freight-route/ (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[ii] “President Aliyev Highlights Role of Interstate Transport for OTS Members”, Caspian News, https://caspiannews.com/news-detail/president-aliyev-highlights-role-of-interstate-transport-for-ots-members-2023-11-4-39/ (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[iii] “President: Azerbaijan invested more than 20 billion US dollars in economy of Turkic states”, Azertag, https://azertag.az/en/xeber/president_azerbaijan_invested_more_than_20_billion_us_dollars_in_economy_of_turkic_states-2812147, (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[iv] “Turansez – Major Project Covering Turkic States’ Joint Economic İnitiatives, Minister Says”, Trend, https://en.trend.az/business/3840366.html, (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[v] “Erdogan’s Dream of a Turkic Fund Is Now a Reality. Here’s How It Works”, Trt World, https://www.trtworld.com/turkiye/erdogans-dream-of-a-turkic-fund-is-now-a-reality-heres-how-it-works-13539930, (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[vi] “Turkic States Meet to Promote Middle Corridor Rail Freight Route”, Middle East Monitor, https://www.middleeastmonitor.com/20231006-turkic-states-meet-to-promote-middle-corridor-rail-freight-route/ (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[vii] “Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine ihracat 10 ayda 5,6 milyar dolara ulaştı”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turk-devletleri-teskilati-ulkelerine-ihracat-10-ayda-5-6-milyar-dolara-ulasti/3066680, (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

[viii] “President: Azerbaijan invested more than 20 billion US dollars in economy of Turkic states”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 20.01.2024).

The post Türk Devletleri Teşkilatı’nda Ekonomik İşbirliği Dönemi appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Yeni Jeopolitik Gerçeklikten Fransa’nın Orta Asya Ziyaretini Okumak https://www.ankasam.org/yeni-jeopolitik-gerceklikten-fransanin-orta-asya-ziyaretini/ Mon, 11 Dec 2023 09:21:26 +0000 https://www.ankasam.org/?p=64693 Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra başlayan tek kutuplu dünya düzeni, 2000’li yıllardan itibaren değişime başlamış ve jeopolitik olmasa da ekonomik ve güvenlik odaklı ciddi bir dönüşüme uğramıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan ve Irak müdahaleleri, Çin’in ekonomik yükselişi, Rusya’nın hem enerji hem de askeri kartını kullanması ve bölgesel güçlerin daha fazla hak talepleri devletlerarası ilişkilerin yapısını […]

The post Yeni Jeopolitik Gerçeklikten Fransa’nın Orta Asya Ziyaretini Okumak appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra başlayan tek kutuplu dünya düzeni, 2000’li yıllardan itibaren değişime başlamış ve jeopolitik olmasa da ekonomik ve güvenlik odaklı ciddi bir dönüşüme uğramıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan ve Irak müdahaleleri, Çin’in ekonomik yükselişi, Rusya’nın hem enerji hem de askeri kartını kullanması ve bölgesel güçlerin daha fazla hak talepleri devletlerarası ilişkilerin yapısını değiştirmiştir. Bunun yanı sıra devlet dışı faktörlerin de ciddi bir değişime uğradığı ve küresel sistemin yapısını ciddi bir şekilde dönüşüme uğrattığı açık bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmıştır.

Teknolojik tekellerin giderek kırılarak Know-How bilgisinin artması, coğrafi zorlukların mega projelerle hafiflemesi, deniz, kara ve demir ulaşımının yaygınlaşması, bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon araçlarının hemen hemen bütün sosyal dokulara ulaşması ve sosyal medyada örgütlenme bilincinin ve haber alma özgürlüğünün artması gibi faktörler, bugün karşılaştığımız hegemonya tartışmalarının belki daha az hesaba katılan, ancak daha derin bir sosyo-politik, sosyo-kültürel ve jeo-stratejik etkiye sahip olan unsurlarıdır. Farkındalığı artan toplumlar ve dolayısıyla devletler kendini merkeze alan politikaları izlemek istemekte ve bir anlamda Stratejist Zbigniew Brezezinski’nin “Küresel Politik Uyanış” dediği evreye girmektedir. Hem ticari hem diplomatik hem de sosyal olarak daha entegre hale gelen bir düzende ülkeler, bir kutbun ideolojik hedeflerini izlemek yerine konjonktürel ya da daha uzun vadeli çıkarları neredeyse orada bulunmayı arzulamaktadırlar.

Son 20 senede hem devletlerin göstermiş olduğu refleksler hem de sistemin yapısal dönüşümü, gücün yeniden dağılmasına yol açmıştır. Mevcut aktörlerin etki alanları değişmekte, yeni coğrafyaların jeopolitik önemi artmakta ve ittifaklar yeniden şekillenmektedir. Özellikle ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle başlayan ardından Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle devam eden ve son olarak İsrail ve Filistin arasındaki savaşa; Afrika’daki darbeler silsilesi, Orta Koridor’un giderek önem kazanması, yeni ticari koridorların gündeme gelmesi ve bir bütün olarak Küresel Güney’in dinamizminin eklenmesi, “Yeni Büyük Oyun” olarak adlandırılan bir dönemin artık yaşanmakta olduğu gerçekliğini bizlere göstermektedir. Tam da bu nokta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 1-2 Kasım 2023 tarihlerinde Kazakistan ve Özbekistan’a ziyaretleri[1] sadece Fransa’nın dış politikası gereği olarak değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler masasında yaşanan köklü değişimleri de okumamız açısından önemlidir. 

Sömürgecilik çağından itibaren Fransa’nın Afrika kıtası üzerindeki politik, askeri ve kültürel etkisi zaman içinde erozyona uğramıştır ve Afrika, yeni jeopolitik gerçekliklere uygun olarak yeni işbirliklerine yönelmiştir. Çin’in ekonomik yatırımları, Türkiye’nin insani yardımları ve Rusya’nın askeri etkisini arttırması, bu yeni işbirliklerinin birkaç örneğidir. Şüphesiz Afrika Kıtasındaki yeni güç dağılımının en büyük kaybedeni bir zamanlar Kıta’daki en etkili güç olan Fransa olmuştur.

Son dönemde Çad, Mali ve Burkina Faso’da başlayan darbelere en son eklenen Nijer darbesi, Fransa’nın Afrika üzerindeki etkisini azaltan son darbe olarak tarihe geçmiştir. Fransa’nın Mali Büyükelçisi Joël Meyer’in kovulması ve Fransa’ya uranyum satışının yasaklanması, uzun süredir Afrika’dan uranyum alan Fransa için olabilecek en kötü senaryolardan birisidir. Özellikle bir diğer uranyum üreticisi olan Rusya’nın da Fransa’yla kötüleşen ilişkisi, Fransa’nın kritik uranyum tedariğinde sıkıntı yaşayacağı anlamına gelmektedir. Fransa’nın elektrik üretiminin %70’ından fazlasını uranyum kullanılan nükleer tesislerden elde ettiği düşünüldüğünde,[2] Macron’un en büyük 5 uranyum üretici arasında yer alan Kazakistan ve Özbekistan’a gerçekleştirdiği ziyaretlerdeki en önemli konunun uranyum ve enerji tedariği olduğu tartışmasız bir gerçektir. Nitekim Macron’un heyetinde iş dünyasından yer alan isimler bunu teyit etmektedir. Meselenin bir diğer ayağı da “Yeni Büyük Oyun”un kurallarına uygun olarak Orta Asya üzerindeki mücadeledir.

Kuzey ve Güney ticari hatlarındaki yüksek güvenlik riskleri ve mevzubahis iki bölgedeki jeopolitik rekabet neticesinde son yıllarda önemini arttıran Orta Koridor, bölge ülkelerinin aralarındaki sorunlara kazan-kazan temelinde yaklaşması ve jeopolitik rekabetin bir alanı olmak yerine istikrarın koridoru olarak konumlanma çabaları neticesinde çekim merkezi haline gelmiştir. Rusya’nın başat aktör olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ve Çin’in Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve Kuşak-Yol Girişimi sayesinde uzun yıllardır etkileşim halinde olduğu bu coğrafyanın zengin yeraltı kaynakları halihazırda Batı’nın enerji ve maden alternatif arayışlarında en dikkat çeken bölge konumuna yükselmiştir. Kurumsal olarak Avrupa Birliği (AB), Almanya ve Fransa gibi aktörlerin son bir sene içinde Orta Asya’yla kurduğu bağlar şüphesiz tesadüf sayılamaz. Nitekim yakın bir tarihte diplomatik temaslarda bulunmak için Azerbaycan’a giden AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, şu açıklamada bulunmuştur:[3]

AB, Orta Asya ve ötesiyle bağlantılar kurmak için Azerbaycan’la çalışmak istiyor. Bu yüzden Hazar ötesi bağlantılar hakkındaki tartışmaları ve fikirleri büyük bir ilgiyle takip ediyoruz. Bu tartışmaları derinleştireceğiz.”

Bu açıklamanın yanı sıra 29 Eylül 2023 tarihinde Almanya Başbakanı Sayın Olaf Scholz, Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev, Tacikistan Cumhurbaşkanı Sayın İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov’un Berlin’de yapılan Birinci Almanya-Orta Asya Zirvesinde bir araya gelmesi,[4] değişen jeopolitik dinamiklerin bir izdüşümü olarak görülmelidir.

Bu çerçeveden bakıldığında Macron’un çabalarını; Afrika’da Rusya’ya karşı kaybettiği nüfuzunu giderek daha bağımsız bir dış politika benimseyen Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini arttırarak kazanma ve uranyum, petrol ve nadir metaller gibi kritik kaynakların arz güvenliğini sağlama alma adımları olarak okumak doğru bir yaklaşım olacaktır. Özellikle AB’nin önem verdiği yeşil dönüşüm girişiminde kritik rol oynayan rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve elektrikli araçlar için şarj edilebilir pillere kadar çok çeşitli teknolojilerin üretiminde rol oynayan nadir metallerin Orta Asya ülkelerinde bulunması, Paris’in Orta Asya açılımını son dönemde Çin ile Avrupa arasındaki tartışmalarda geçen “de-risking (risksizleştirme, bağımlılığı azaltma)” kavramı da düşünüldüğünde daha anlamlı kılmaktadır.

Şüphesiz genelde Avrupa ülkelerinin ve özelde Fransa’nın Orta Asya’ya ilgi göstermesinin; Kazakistan, Özbekistan ve Orta Koridor’un çıkarına olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Sayın Tokayev’le birlikte daha bağımsız ve çok boyutlu bir dış politikaya yönelen, ülke içinde daha şeffaf ve katılımcı bir yönetim benimseyen ve ticari ve ekonomik alanda üzerindeki tekelleri giderek kıran bir Kazakistan, Avrupa nezdinde güçlü bir alternatif ve güvenilir bir ekonomik partner olma potansiyeline sahiptir. Nitekim Tokayev’in Fransa’yı “kilit ve güvenilir bir partner” olarak tanımlaması ve Kazakistan’ın Norveç ve ABD’den sonra Avrupa’nın 3. en büyük petrol tedarikçisi olması bu ilişkinin boyutunu gözler önüne sermektedir.[5] Aynı şekilde, göreve geldiği andan itibaren Özbekistan ekonomisini dünyaya açan ve köklü bir dönüşüm sağlayan Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev’in “Özbekistan Strateji-2030” kapsamında da Fransa’nın oynayacağı önemli roller mevcuttur. Mirziyoyev’in Macron’u sıcak bir şekilde karşılaması ve “uzun zamandır bu ziyareti bekliyordum” açıklaması, masaya gelen ticaret, inovasyon, yatırım ve kültürel-insani alanlardaki işbirliği konularında bir ortaklık kurulacağı izlenimini vermiştir. Ayrıca Macron’un AB ile Özbekistan arasında genişletilmiş bir ortaklığın imzalanmasına destek sözü vermesi de not edilmelidir. Paris’in çabaları, Almanya’nın başlattığı girişimler ve AB’nin kurumsal yaklaşımı, Avrupa’ya kadar uzanan ve varış süresini ciddi bir oranda kısaltan Orta Koridor’un da yararına olacağı ve yeni yatırımlarla kapasitesinin artacağı da bir gerçekliktir. Bu noktada Batı’nın başlattığı “Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et” girişiminin Orta Asya’daki yatırımlara daha fazla yöneleceği düşünülebilir.

Karşılıklı çıkar ilkesine dayanan hedeflerinin yanında Fransa’nın reel politikten uzak hedefleri arasında Türk Devletleri Konseyi’ne gözlemci üye olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kazakistan’da yapılan son zirveye davet edilmesini engelleme girişimi olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Güney Kafkasya’daki jeopolitik gerçekliğin reel bir zemine kavuşması esnasında Paris’in istikrarsızlaştırıcı tutumunun karşılık bulmaması ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’de kendi haklarını hukuki zeminde güçlü bir şekilde savunarak Fransa’nın Doğu Akdeniz’deki bozucu tutumunu boşa çıkarması, Paris’in istikrarsızlaştırıcı tutumunu sekteye uğratmıştır. Fransa’nın KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na çağrılmamasını istemesi karşılık bulmuş olabilir. Zira KKTC’nin Astana’da yapılan zirveye çağrılacağı yüksek bir beklentiydi. Lakin burada unutulmaması gereken nokta Fransa’nın, şayet doğruysa, bu kazancının konjonktürel olduğudur ve jeopolitik bir karşılığı olmadığıdır.

Özet olarak Fransa’nın ve genel olarak Batı’nın Orta Asya’ya ilgisini sadece devletlerarası bir boyuttan değerlendirmekten ziyade değişen dünya dengelerinde gelişen yeni jeopolitikten okumak daha geniş bir bakış açısı sunacaktır. Bir taraftan giderek gücünün aşındığının farkında olan ve geleneksel etki alanlarını kaybeden Batı’nın yeni jeopolitik gerçekliklere uygun adımlar atması, diğer taraftan Orta Koridor dinamizmiyle potansiyelini daha fazla keşfetmeye başlayan Orta Asya ülkelerinin gelecekte daha fazla etkileşime gireceği öngörülebilir.


[1] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/11/1/macron-in-kazakhstan, (Erişim Tarihi: 8.11.2023).

[2] “Nuclear Power in France”, World Nuclear, https://world-nuclear.org/information-library/country-profiles/countries-a-f/france.aspx, (Erişim Tarihi: 08.11.2023).

[3] “Statement by President von der Leyen with Azerbaijani President Aliyev”, European Commission, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/STATEMENT_22_4583, (Erişim Tarihi: 08.11.2023).

[4] Gamze Bal, “Almanya-Orta Asya Stratejik Ortaklığında Orta Koridorun Önemi”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/almanya-orta-asya-stratejik-ortakliginda-orta-koridorun-onemi/, (Erişim Tarihi: 08.11.2023).

[5] Ido Vock, “Why France’s Emmanuel Macron is courting Central Asia”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-europe-67283849, (Erişim Tarihi: 08.11.2023).

The post Yeni Jeopolitik Gerçeklikten Fransa’nın Orta Asya Ziyaretini Okumak appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Macron’un Kazakistan Ziyareti ve Fransa’nın Orta Asya Açılımı https://www.ankasam.org/macronun-kazakistan-ziyareti-ve-fransanin-orta-asya-acilimi-2/ Thu, 16 Nov 2023 09:40:17 +0000 https://www.ankasam.org/?p=64265 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya ve Çin’in güçlü bir etkiye sahip olduğu Orta Asya’da ilişkileri güçlendirmeyi amaçladığı bir bölge turuna çıkmıştır. Emmanuel Macron, 1 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’le kilit sektörlerde işbirliğini hızlandırmak amacıyla görüşmeler yapmıştır. Macron’un bir sonraki durağı ise Özbekistan olmuştur.[1] Kasım Cömert Tokayev’le yapılan görüşmede ikili temiz enerji teknolojileri […]

The post Macron’un Kazakistan Ziyareti ve Fransa’nın Orta Asya Açılımı appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya ve Çin’in güçlü bir etkiye sahip olduğu Orta Asya’da ilişkileri güçlendirmeyi amaçladığı bir bölge turuna çıkmıştır. Emmanuel Macron, 1 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’le kilit sektörlerde işbirliğini hızlandırmak amacıyla görüşmeler yapmıştır. Macron’un bir sonraki durağı ise Özbekistan olmuştur.[1]

Kasım Cömert Tokayev’le yapılan görüşmede ikili temiz enerji teknolojileri için hayati öneme sahip kritik mineraller, ilaçlar ve havacılık dahil ekonomik sektörleri kapsayan bir dizi anlaşma imzalanmıştır. Emmanuel Macron, Kazakistan’ın başkenti Astana’daki bir basın toplantısında “İşbirliğimizin gücü, iyi ve stratejik bir yöne işaret ediyor. Bu işbirliğini tamamlamak ve hızlandırmak gerekiyor.” demiştir.[2]

Kasım Cömert Tokayev, Fransa’yı Avrupa Birliği’nde (AB) “anahtar ve güvenilir bir ortak” olarak nitelendirmiş ve bu ortaklığa “ekstra ivme” kazandırmayı hedeflediğini söylemiştir. Fransa, Kazakistan’daki beşinci büyük yabancı yatırımcıdır. Uzun soluklu ilişkiler, Fransız enerji devi TotalEnergies ile ortaklaşa yürütülen büyük bir Kashagan sahilleri petrol sahası projesi ve Fransız şirketi Orano tarafından işletilen bir uranyum madenini de içermektedir. Fransız heyetinde bulunan kişilerden biri de Orano’nun başkanıdır.[3]

Fransız enerji devi EDF, Kazakistan’ın ilk nükleer enerji santralini inşa etmektedir. Kazakistan, son yıllarda Kremlin’den uzaklaşmıştır. Astana, Ukrayna’da bağımsızlık ilan eden devletlerin meşruiyetini tanımamakta ve Moskova’ya karşı Batı’nın yaptırımlarını uygulamaktadır. Kazakistan Batı ülkeleri ile güçlü stratejik ortaklıklar kurma adımları atmış ve Astana, Rusya’nın petrolünü satın almayı reddeden Avrupa ülkelerine ham petrol tedarik etmeye başlamıştır. Ukrayna’daki savaş Rusya’yı meşgul ederken, diğer güçler kaynak zengini Orta Asya bölgesinde stratejik ortaklıklar kurma çabalarını artırmaktadır. Rusya ise “arka bahçesi” olarak adlandırılan Kazakistan’da Batı’nın hamlelerinden endişe duymaktadır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Moskova’nın “komşularını, dostlarını ve müttefiklerini” kendisinden uzaklaştırmaya çalıştığını söylemiştir.[4]

Kazakistan’ın Kremlin’den uzaklaşması, Batı’yla daha sıkı ilişkiler kurma girişimini yansıtmaktadır. Ukrayna Krizi’nde Rusya’yı desteklememe kararı ve Batı yaptırımlarına uyma politikası, Kazakistan’ın bağımsız dış politika izleme isteğini göstermektedir. Ayrıca Kazakistan’ın enerji ihracatı ve kaynaklarının Batı’ya yönlendirilmesi, bölgedeki güçler arası rekabetin bir yansımasıdır.

Rusya Güvenlik Konseyi Üyesi Alexander Shevtsov ise 2023 yılının Haziran ayında yapmış olduğu bir açıklamada şu ifadeleri kullanmıştır:[5]

“ABD ve müttefikleri, milliyetçi duyguları desteklemeye, yalanları yaymaya, kamuoyunu manipüle etmeye, internet ve sosyal ağlar aracılığıyla da olsa Rusya’nın güvenliğini tehlikeye atarak yaymaya çalışıyorlar.”

Çin, Kazakistan’la son yıllarda güçlü bağlar kurmuştur ve özellikle enerji projeleri olmak üzere altyapıya büyük yatırımlar yapmıştır. Kazakistan, Rusya’yı bypass eden Çin-Avrupa ticaret yolunun önemli bir halkasıdır.

Emmanuel Macron, bahse konu olan ziyarette Astana’nın Ukrayna konusunda Moskova’nın yanında olmayı reddetmesini övmüş ve şu ifadeleri kullanmıştır:[6]

“Sizin üzerinize bazı aktörlerin baskı yapabilme ihtimalini hiçbir şekilde küçümsemiyorum Önemli uluslararası konularda ilerleme kaydedebilecek, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ve toprak bütünlüğü gibi prensipleri birlikte vurgulayabileceğiz. Ülkenizin, herhangi bir gücün uşağı olmamayı reddeden ve halkınızın çıkarları doğrultusunda farklı ülkelerle dengeli ilişkiler sürdürmeyi öngören stratejiye yakın olduğunu biliyorum.”

Çin ise Orta Asya’da “Yeni İpek Yolu” projesi ve bölgede liderlik rolü üstlenme planıyla özellikle aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yılın Mayıs ayındaki G7 Zirvesi’nde Orta Asya’nın gelişimine yönelik iddialı bir plan açıklamıştır. Pekin, ikili yatırım anlaşmalarını güncellemeyi ve bölgeyle sınır ötesi yük taşıma hacmini artırmayı planlamaktadır. Bu da Çin finansmanlı işletmelerin Orta Asya’da daha fazla iş oluşturmasını, depo inşa etmesini ve turizmi teşvik etmeyi amaçlayan özel bir tren hizmeti başlatmalarını teşvik edecektir.[7]

Emmanuel Macron’un Orta Asya turu, Fransa’nın bölgedeki stratejik çıkarlarını güçlendirmek amacıyla önemli bir adımdır. Bölge, Rusya ve Çin’in etkisine sahip olduğu bir alan olarak dikkat çekmektedir. Fransa Cumhurbaşkanı, Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkeleriyle işbirliğini artırmak maksadıyla ziyaretlerde bulunmaktadır ve ekonomik sektörlerde işbirliği anlaşmaları imzalamaktadır. Özellikle temiz enerji teknolojileri için gerekli olan kritik mineraller, ilaçlar ve havacılık gibi sektörlerde işbirliği, Fransa’nın bölgeye olan ilgisini ve ekonomik katkısını vurgulamaktadır. Bu, Fransa’nın bölgede daha fazla varlık gösterme ve rekabet etme niyetini yansıtmaktadır.

Orta Asya, hem Rusya hem de Çin için stratejik öneme sahiptir. Rusya, bu bölgeyi tarihsel olarak etki alanı olarak görmekte ve Batı’nın buradaki etkisini sınırlamak istemektedir. Emmanuel Macron’un ziyareti, Fransa’nın bu rekabetteki rolünü ve Orta Asya ülkeleriyle daha güçlü bağlar kurma girişimlerini yansıtmaktadır. Buna ek olarak Çin’in bölgedeki yatırımları ve “Yeni İpek Yolu” projesi, Çin’in Orta Asya’da artan etkisini vurgulamaktadır. Bu hem ekonomik hem de jeopolitik bir rekabeti yansıtmaktadır.

Çin’in Orta Asya’daki yatırımları ve etkisi, bölgenin jeopolitik dinamiklerini etkilemektedir. Macron, Çin’in Orta Asya’daki etkisini göz önünde bulundurarak bölgedeki Fransız çıkarlarını vurgulamaktadır. Çin’in bölgeye yönelik “Yeni İpek Yolu” projesi ve ekonomik faaliyetleri, Orta Asya’nın ekonomik geleceğini şekillendirmektedir.

Macron’un Orta Asya turu, bölgedeki Fransız çıkarlarını güçlendirmeye yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu, Rusya ve Çin’le rekabetin bir yansımasıdır ve Orta Asya’nın jeopolitik önemini vurgulamaktadır. Ayrıca Kazakistan’ın Batı’yla daha yakın ilişkiler kurma çabalarını ve Çin’in bölgedeki yükselen imajını göstermektedir. Bu tür ziyaretler, Orta Asya’nın gelecekteki jeopolitik dinamiklerini etkileyebilir ve bölgedeki stratejik ortaklıkların oluşturulmasında önemli bir rol oynayabilir.


[1] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Reuters, https://www.aljazeera.com/news/2023/11/1/macron-in-kazakhstan, (Erişim Tarihi: 02.11.2023).

[2] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Oda Loop, https://www.oodaloop.com/briefs/2023/11/01/macron-visits-kazakhstan-on-strategic-tour-of-central-asia/, (Erişim Tarihi: 02.11.2023).

[3] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Reuters, https://www.aljazeera.com/news/2023/11/1/macron-in-kazakhstan, (Erişim Tarihi: 02.11.2023).

[4] Aynı yer.

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.

[7] Aynı yer.

The post Macron’un Kazakistan Ziyareti ve Fransa’nın Orta Asya Açılımı appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
TDT Astana Zirvesi Türk Devrini Başlattı https://www.ankasam.org/tdt-astana-zirvesi-turk-devrini-baslatti/ Wed, 08 Nov 2023 07:14:38 +0000 https://www.ankasam.org/?p=63520 Astana, 3 Kasım 2023 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’ne ev sahipliği yapmıştır. Zirveye örgüte üye ve gözlemci ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanları katılmış ve önemli belgelere imza atılmıştır. Uluslararası siyasetteki istikrarsızlık ve çalkantıların yaşandığı bir ortamda düzenlenen zirvenin Kazakistan ve Türk Dünyası açısından öneminin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Öncelikle Astana Zirvesi’nin TDT’nin onuncu yıl […]

The post TDT Astana Zirvesi Türk Devrini Başlattı appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Astana, 3 Kasım 2023 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’ne ev sahipliği yapmıştır. Zirveye örgüte üye ve gözlemci ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanları katılmış ve önemli belgelere imza atılmıştır. Uluslararası siyasetteki istikrarsızlık ve çalkantıların yaşandığı bir ortamda düzenlenen zirvenin Kazakistan ve Türk Dünyası açısından öneminin iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Öncelikle Astana Zirvesi’nin TDT’nin onuncu yıl dönümü zirvesi olduğunu belirtmekte yarar vardır. 2009 yılında Türk Keneşi adıyla kurulan ve 2021 yılında Türk Devletleri Teşkilatı adını alan örgüt, bugüne kadar Almatı (2011), Bişkek (2012), Gebele (2013), Bodrum (2014), Astana (2015), Çolpon-Ata (2018), Bakü (2019), İstanbul (2021) ve Semerkant (2022) olmak üzere dokuz zirve gerçekleştirmiştir. Bu resmi zirvelere ek olarak Nisan 2020 tarihinde pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Birinci Olağanüstü Zirvesi’nde ve Türkiye’deki deprem nedeniyle 16 Mart 2023 tarihinde Ankara’da düzenlenen İkinci Olağanüstü Zirvesi’nde Devlet Başkanları bir araya gelmiştir. Yine gayri resmi Türkistan Zirvesi, Mart 2021 tarihinde çevrimiçi olarak düzenlenmiştir.

Görüldüğü gibi Kazakistan’da son TDT Zirvesi 2015 yılında yapılmıştır. Bu yılki zirve, sekiz yıldır Kazakistan topraklarında yapılan ilk zirve olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev döneminde Kazakistan ilk kez örgütün başkanlığını üstlenmektedir. Dolayısıyla bu zirve hem Kazakistan hem de Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev açısından önem taşımaktadır. Bu açıdan bakıldığında onuncu yıl dönümü zirvesinin sembolik değeri çok yüksektir. 

Geçmişte Kazakistan, Türk işbirliğinin derinleşmesi için her zaman yeni girişimlerde bulunmuştur. Örneğin, Türk Keneşi’nin kurulmasını öneren Kazakistan tarafıydı. Ayrıca Kazak diplomasisinin girişimiyle “Türk Dünyası Vizyonu–2040” stratejik belgesi hazırlanmıştır. Ancak son yıllarda Kazakistan, Türk Dünyası coğrafyasında eski etkinliğini kaybetmiş gibi görünmekteydi. Hâlbuki bu yılki TDT Astana Zirvesi, Kazakistan’ın Türk Dünyası’na yönelik etkin dış politikasını değiştirmediğini ortaya koymuştur. Zirvenin “TURKTIME” sloganıyla düzenlenmesi TDT’de yeni bir dönemin başlangıcının işareti niteliğindedir.

Uluslararası politika açısından bakıldığında 2023 yılının Türk devrinin başlatılması için oldukça doğru zaman olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılıdır. Diğer bir ifadeyle Türkiye, gelişiminin yeni bir aşamasına ayak basmaktadır. Kafkasya’daki kardeş ülkemiz Azerbaycan, 2020 ve bu yılki savaşları kazanarak, otuz yıllık mücadele sonucunda Karabağ’ı kurtarmış ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlamış bulunmaktadır. Orta Asya ülkeleri ise otuz yıllık tecrübeye dayanarak “Yeni Kazakistan” ve “Yeni Özbekistan” gibi sloganlarıyla tarihlerinde yeni bir sayfa açmaya çalışmaktadırlar.

Jeopolitik ve jeoekonomik açıdan Türk Dünyası’nın öneminin giderek arttığı açıktır. Doğu Avrupa ve Batı Asya’da acımasız savaşlar halen sürmektedir. Asya’nın kalbi Afganistan’da istikrar henüz sağlanamamıştır. Bu çatışma bölgelerinin merkezinde yer alan Türk Dünyası’nın barış ve refah bölgesi olma potansiyeli çok yüksektir. Türk ülkeleri arasındaki işbirliği, Asya ile Avrupa arasındaki ticaret ve ulaşım açısından da önem arz etmektedir.

Bu bağlamda Astana Zirvesi’nde Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (EİT) TDT’de gözlemci statüsünü alması da önemlidir. Zira merkezi Tahran’da bulunan bu örgüt, 1985 yılında İran, Türkiye ve Pakistan tarafından kurulmuş, 1992 yılında ise Orta Asya ülkeleri örgüte üye olmuştur. Yani EİT’nin TDT’ye gözlemci olarak katılması, Türk ülkelerinin İran ve Pakistan ile işbirliklerinin artacağı anlamına gelmektedir. Türk Dünyası, Pakistan üzerinden Güney Asya’ya açılabileceği gibi, İran üzerinden de Basra Körfezi’ne ulaşabilmektedir. Ayrıca İran, Orta Asya ile Türkiye arasında ve daha geniş anlamda Asya ile Avrupa arasında doğu-batı yönündeki uluslararası taşımacılığın artmasına da katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak TDT Astana Zirvesi, ortak tarih ve kültüre sahip Türk devletlerinin 21. yüzyılın uluslararası arenasında hak ettiği yerli alma çabasını ve bu doğrultudaki siyasi iradeyi ifade etmektedir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev’in “Türk Dünyası” markasını pekiştirme çağrısı önemlidir. Türk Dünyası uyum, kardeşlik, dostluk, güvenlik, istikrar ve barışın bölgesi olmayı hedeflemektedir. Türk Medeniyetinin tarihsel tecrübesi, Türk devletlerine bu hakkı tanımaktadır. Nitekim Türkler tarih boyunca uluslararası ticaretin ve iletişimin güvenliğini sağlamış ve bölgesel istikrardan sorumlu bir güç olarak hareket etmişlerdir. Türklerin bu tarihi misyonu yeniden üstlenmelerinin zamanı gelmiştir. Türk Çağı’nın zamanı gelmiştir.

The post TDT Astana Zirvesi Türk Devrini Başlattı appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Almanya-Orta Asya Stratejik Ortaklığında Orta Koridorun Önemi https://www.ankasam.org/almanya-orta-asya-stratejik-ortakliginda-orta-koridorun-onemi/ Tue, 07 Nov 2023 08:06:20 +0000 https://www.ankasam.org/?p=63441 29 Eylül 2023 tarihinde Almanya Başbakanı Sayın Olaf Scholz, Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev, Tacikistan Cumhurbaşkanı Sayın İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov arasında Berlin’de Birinci Almanya-Orta Asya Zirvesi düzenlenmiştir.  Zirve, ABD ile Orta Asya ülkelerinin 20 Eylül 2023 tarihinde görüşmesinden kısa […]

The post Almanya-Orta Asya Stratejik Ortaklığında Orta Koridorun Önemi appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>

29 Eylül 2023 tarihinde Almanya Başbakanı Sayın Olaf Scholz, Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev, Tacikistan Cumhurbaşkanı Sayın İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov arasında Berlin’de Birinci Almanya-Orta Asya Zirvesi düzenlenmiştir. 

Zirve, ABD ile Orta Asya ülkelerinin 20 Eylül 2023 tarihinde görüşmesinden kısa bir süre sonra Almanya Başbakanı Sayın Scholz’un Orta Asya Devlet Başkanlarını daveti üzerine gerçekleşmiştir. Art Arda düzenlenen bu görüşmeler bir yandan Batı’nın Orta Asya’da Rusya ve Çin’i yalnız bırakmak istemediğini; diğer yandan Almanya liderliğinde Avrupa Birliği’nin (AB) bölgesel rekabette özerk hareket etmek istediğini göstermektedir. 

Çünkü Orta Asya’nın stratejik coğrafi konumu ve bölgenin Avrupa-Asya bağlantısındaki merkezi rolü, geniş enerji kaynakları, pazar potansiyeli ve Afganistan’daki mevcut durum gibi bölgesel güvenliği tehdit eden konuların çözümünde Orta Asya ülkelerinin rolü, AB’nin Orta Asya’da önemli çıkarları olduğunu göstermektedir.[1] Diğer yandan AB’nin en büyük ekonomik gücü olan Almanya’nın bu ekonomik  pozisyonunu koruması ve güçlendirmesi için Orta Asya’nın ham madde ve enerji kaynaklarına ihtiyacı özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası artmıştır. 

Rus gazının olmayışı, Almanya’da ve Avrupa’nın genelinde ekonomik işleyişin aksamasına ve bunun bir sonucu olarak da toplumsal krizlere sebep olmuştur. Bu durum AB’de tek bir ülkeye olan bağımlılığın yıkıcı etkilerinin anlaşılmasına ve alternatif rotaların oluşturulmasına sebep olmuştur. Bu arayışın Rus etkisini kırabilecek bir potansiyele erişen Orta Asya ülkelerinin alternatif ortaklıklar geliştirmek istediği döneme denk gelmesi; Avrupa ile Orta Asya’yı birbirine yaklaştıracak uygun konjonktürü oluşturmuştur. Zira Berlin’de gerçekleşen zirve ile Almanya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan arasında stratejik ortaklık kurulmasına karar verilmiştir.[2]

Görüşme akabinde yayınlanan ortak bildiride, bu işbirliğinin hangi alanlarda geliştirileceği belirtilmiştir.[3] Bu bağlamda iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yeşil enerji, demokrasi, insan hakları, iyi yönetişim, dijitalleşme, göç, Afganistan’da istikrarın sağlanması, uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili alanlarda işbirliğinin arttırılmasına karar verilmiştir. Toplantının ana temasını ise enerji, ham madde ve ekonomik konular oluşturmuştur. 

Orta Asya, AB’nin petrol ve doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında önemli bir bölge olduğu gibi; yeşil enerjiye geçişin tamamlanabilmesinde gerekli olan değerli madenlerin temini noktasında AB’nin Çin’in hammadde kaynaklarına olan bağımlılığını azaltacak da adrestir. Zira Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev kritik hammadde kaynakları açısından bölgenin önemini şu sözlerle ifade etmiştir:[4]

“Kritik hammaddeler alanında işbirliğini genişletmekle ilgileniyoruz. Günümüzde nadir toprak metallerine yönelik küresel talep, arzın çok üzerindedir. Ülkelerin daha fazla teknolojik gelişmesi yalnızca bu eğilimi güçlendirecektir. Kazakistan, diğer Orta Asya ülkeleri gibi, Avrupa Birliği’nin ihtiyaç duyduğu büyük miktarda kritik metal ve mineral rezervine sahiptir.”

Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev’in de belirttiği gibi, toplantının tarafları, hammadde arz ve talebinin karşılanmasında birbirini tamamlayıcı niteliklere sahiptir. Bu doğrultuda Almanya ile Orta Asya devletleri arasındaki ikili ticaret ve yatırım işbirliğinin geliştirilmesine hükümetlerin kolaylaştırıcı katkı sağlayacağı belirtilmiştir. Bu girişimlerin hem Almanya’nın ulusal kaynaklarından hem de AB katkılarıyla destekleneceğine dikkat çekilmiştir. 

Tabi bu noktada önemli bir konu lojistiğin nasıl sağlanacağı olmuştur. Toplantıda Asya’yı Avrupa’ya bağlayan; aynı zamanda Güney Koridoru ve Kuzey Koridorunun alternatifi olan Orta Koridorun önemi vurgulanmıştır. Görüşmelerde, AB ile Orta Asya arasındaki bağlantının bu koridor üzerinden sağlanması noktasında anlaşılmıştır. Keza Orta Koridor, tedarik zincirini çeşitlendirmenin yanı sıra güvenli bir şekilde enerji ve hammaddeye ulaşmak isteyen AB’ye Rusya’dan bağımsız bir ticaret yolu sunmaktadır. Bu bağlamda Orta Koridorun geliştirilmesi ve altyapı projelerine finansmanın Çin’in Kuşak Yol Girişimi’ne alternatif olarak tasarlanan Küresel Ağ Geçidi Girişimi aracılığıyla sağlanmasına karar verilmiştir. 

AB’nin finanse edeceği bu rotada Orta Asya kaynaklarının Avrupa pazarına taşınmasında Güney Kafkasya ön plana çıkmaktadır. Çünkü güzergahlardan birinde; Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’dan geçerek Hazar Denizi’ne; oradan da Azerbaycan, Gürcistan ve Karadeniz üzerinden 4.250 km demiryolu hattı ve 500 km deniz taşımacılığı kullanılarak Avrupa’ya ulaşılmaktır.[5] Karadeniz hattının geliştirilmesine Almanya ve hatta Fransa önem vermektedir. Fakat bu güzergahta Çin’in aktif olmak istediğini de hatırlamak gerekmektedir. Zira 6 Eylül 2023 tarihinde Tiflis’te düzenlenen bir konferansta konuşan Çin’in Gürcistan Büyükelçisi Zhou Qian, Karadeniz’in en büyük limanı ve ticaret merkezi olarak planlanan Anaklia Projesi’ne ilgilerinin devam ettiğini belirtmiştir.[6]

Kullanılabilecek güzergahlardan diğeri ise Azerbaycan’ın önem verdiği Zengezur Koridoru’dur. Esasen Zengezur Koridoru, koridor boyunca başlatılacak olan kara ve demir yolu ulaşımı sayesinde Avrupa’yla birlikte Orta Asya ülkelerine hem zamandan tasarruf sağlayacak hem de kargo taşımacılığını arttıracak bir güzergâh sunmaktadır.[7] Bu açıdan Zengezur Koridoru, Orta Asya-Avrupa bağlantısını sağlayacak güçlü bir seçenektir. Ancak bilindiği gibi İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından yapılan ateşkeste yer almasına rağmen Zengezur Koridoru henüz faaliyet geçmemiştir. Ermenistan’ın anlaşmaya yanaşmak istememesinde Güney Kafkasya’da nüfuz alanı oluşturmak isteyen ABD ve AB’nin Ermenistan’ı destekleyen politikalarının etkisi oldukça önemlidir. 

Aslında Orta Asya-Avrupa bağlantısının sağlanmasında önemli bir transit geçiş güzergahı olan bu bölgede, AB’nin aktif olarak rol üstlenmek istemesi pragmatik bir politika olarak değerlendirilebilir. Ancak bölgeyi güvensiz bir ortama dönüştürecek şekilde Ermenistan’a askeri ve finansal destek sağlanarak yapılıyor olması,[8] altyapı projelerinin işleyişini ve ticari ortaklıkların gelişimini riske atmaktadır. 

Dolayısıyla Güney Kafkasya’da oluşacak olan istikrarsızlıklar, özelde Almanya’nın genelde ise AB’nin Orta Asya ile ilişkilerinden elde edecekleri ekonomik ve siyasi çıkarlara zarar vermektedir. Bu bağlamda Almanya’nın Fransa ve Yunanistan gibi diğer Avrupa ülkelerini Ermenistan’ı kışkırtan politikalar yerine yatıştırıcı politikalar izlemesi noktasında ikna etmesi; İkinci Karabağ Savaşı sonrası Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkesin şartlarının yerine getirilmesi, Almanya ile Orta Asya ülkeleri arasında ilişkinin güvenli bir şekilde yürütülebilmesi açısından önemlidir. Çünkü Güney Kafkasya’da siyasi anlaşmazlıklardan ve çatışmalardan kaynaklı aksamaların yaşanmaması, Orta Koridorda lojistiğin verimli bir şekilde sürdürülebilmesi anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak AB’nin en büyük ekonomik gücü olan Almanya, Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirerek hem ekonomik bağlamda Avrupa’daki mevcut statükosunu devam ettirmeyi amaçlamış hem de AB’nin Orta Asya’daki nüfuzunu geliştirmesine olanak sağlayan bir girişime öncülük yapmıştır. Bu girişim neticesinde Orta Asya ülkeleri ile Almanya arasında kurulan stratejik ortaklığın uygulanabilir ve sürdürülebilir olması adına Orta Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Orta Koridor ticaret rotasının geliştirilmesine karar verilmiştir. 

Pragmatik bir yaklaşım olan Orta Koridorun kullanılması kararı, Güney Kafkasya barışına duyulan ihtiyacı arttırmaktadır. Bu bağlamda Almanya’nın öncüllük ettiği Orta Asya girişiminin bekası için istikrarsız bir Güney Kafkasya’dansa; istikrarlı bir jeopolitik havanın hâkim olduğu Güney Kafkasya’ya yönelik, Almanya öncülüğünde AB’nin çabalarını arttırması oldukça elzemdir.


[1] “Central Asia”, European Union External Action, https://www.eeas.europa.eu/eeas/central-asia_en, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[2] “Joint Declaration by Heads of State of Central Asia and the Federal Chancellor of Germany”, Bundesregierung, https://www.bundesregierung.de/resource/blob/998352/2226656/45f64011ff425e6db0dab0c60ff50310/2023-09-29-z5-erklaerung-en-data.pdf?download=1, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[3]  Aynı yer.

[4] “Germany Considers Kazakhstan As A Key Partner İn Central Asia”, DKN World News, https://dknews.kz/en/articles-in-english/304090-germany-considers-kazakhstan-as-a-key-partner-in, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[5] Victor Kotsev, “The Middle Corridor: Central Asia’s Rail İndependence Vision”, Railway Technology, https://www.railway-technology.com/features/the-middle-corridor-central-asias-rail-independence-vision/, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[6] “Chinese Ambassador Confirms Chinese Interest in Anaklia Port”, Civil Georgia, https://civil.ge/archives/558042(Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[7] Anastasıa Lavrına, “Zangezur Corridor: New Transport Route To Connect Europe And Asia”, Daily Sabah, https://www.dailysabah.com/opinion/op-ed/zangezur-corridor-new-transport-route-to-connect-europe-and-asia, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[8] “France Agrees To Deliver Military Equipment To Armenia”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20231003-french-fm-catherine-colonna-visits-armenia-to-underline-continued-support, (Erişim Tarihi: 03.10.2023).

The post Almanya-Orta Asya Stratejik Ortaklığında Orta Koridorun Önemi appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Macron’un Kazakistan Ziyareti ve Fransa’nın Orta Asya Açılımı  https://www.ankasam.org/macronun-kazakistan-ziyareti-ve-fransanin-orta-asya-acilimi/ Mon, 06 Nov 2023 07:24:46 +0000 https://www.ankasam.org/?p=63392 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya ve Çin’in güçlü bir etkiye sahip olduğu Orta Asya’da ilişkileri güçlendirmeyi amaçladığı bir bölge turuna çıkmıştır. Emmanuel Macron, 1 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’le kilit sektörlerde işbirliğini hızlandırmak amacıyla görüşmeler yapmıştır. Macron’un bir sonraki durağı ise Özbekistan olmuştur.[1] Kasım Cömert Tokayev’le yapılan görüşmede ikili temiz enerji teknolojileri […]

The post Macron’un Kazakistan Ziyareti ve Fransa’nın Orta Asya Açılımı  appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya ve Çin’in güçlü bir etkiye sahip olduğu Orta Asya’da ilişkileri güçlendirmeyi amaçladığı bir bölge turuna çıkmıştır. Emmanuel Macron, 1 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’le kilit sektörlerde işbirliğini hızlandırmak amacıyla görüşmeler yapmıştır. Macron’un bir sonraki durağı ise Özbekistan olmuştur.[1]

Kasım Cömert Tokayev’le yapılan görüşmede ikili temiz enerji teknolojileri için hayati öneme sahip kritik mineraller, ilaçlar ve havacılık dahil ekonomik sektörleri kapsayan bir dizi anlaşma imzalanmıştır. Emmanuel Macron, Kazakistan’ın başkenti Astana’daki bir basın toplantısında “İşbirliğimizin gücü, iyi ve stratejik bir yöne işaret ediyor. Bu işbirliğini tamamlamak ve hızlandırmak gerekiyor.” demiştir.[2]

Kasım Cömert Tokayev, Fransa’yı Avrupa Birliği’nde (AB) “anahtar ve güvenilir bir ortak” olarak nitelendirmiş ve bu ortaklığa “ekstra ivme” kazandırmayı hedeflediğini söylemiştir. Fransa, Kazakistan’daki beşinci büyük yabancı yatırımcıdır. Uzun soluklu ilişkiler, Fransız enerji devi TotalEnergies ile ortaklaşa yürütülen büyük bir Kashagan sahilleri petrol sahası projesi ve Fransız şirketi Orano tarafından işletilen bir uranyum madenini de içermektedir. Fransız heyetinde bulunan kişilerden biri de Orano’nun başkanıdır.[3]

Fransız enerji devi EDF, Kazakistan’ın ilk nükleer enerji santralini inşa etmektedir. Kazakistan, son yıllarda Kremlin’den uzaklaşmıştır. Astana, Ukrayna’da bağımsızlık ilan eden devletlerin meşruiyetini tanımamakta ve Moskova’ya karşı Batı’nın yaptırımlarını uygulamaktadır. Kazakistan Batı ülkeleri ile güçlü stratejik ortaklıklar kurma adımları atmış ve Astana, Rusya’nın petrolünü satın almayı reddeden Avrupa ülkelerine ham petrol tedarik etmeye başlamıştır. Ukrayna’daki savaş Rusya’yı meşgul ederken, diğer güçler kaynak zengini Orta Asya bölgesinde stratejik ortaklıklar kurma çabalarını artırmaktadır. Rusya ise “arka bahçesi” olarak adlandırılan Kazakistan’da Batı’nın hamlelerinden endişe duymaktadır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Moskova’nın “komşularını, dostlarını ve müttefiklerini” kendisinden uzaklaştırmaya çalıştığını söylemiştir.[4]

Kazakistan’ın Kremlin’den uzaklaşması, Batı’yla daha sıkı ilişkiler kurma girişimini yansıtmaktadır. Ukrayna Krizi’nde Rusya’yı desteklememe kararı ve Batı yaptırımlarına uyma politikası, Kazakistan’ın bağımsız dış politika izleme isteğini göstermektedir. Ayrıca Kazakistan’ın enerji ihracatı ve kaynaklarının Batı’ya yönlendirilmesi, bölgedeki güçler arası rekabetin bir yansımasıdır.

Rusya Güvenlik Konseyi Üyesi Alexander Shevtsov ise 2023 yılının Haziran ayında yapmış olduğu bir açıklamada şu ifadeleri kullanmıştır:[5]

“ABD ve müttefikleri, milliyetçi duyguları desteklemeye, yalanları yaymaya, kamuoyunu manipüle etmeye, internet ve sosyal ağlar aracılığıyla da olsa Rusya’nın güvenliğini tehlikeye atarak yaymaya çalışıyorlar.”

Çin, Kazakistan’la son yıllarda güçlü bağlar kurmuştur ve özellikle enerji projeleri olmak üzere altyapıya büyük yatırımlar yapmıştır. Kazakistan, Rusya’yı bypass eden Çin-Avrupa ticaret yolunun önemli bir halkasıdır.

Emmanuel Macron, bahse konu olan ziyarette Astana’nın Ukrayna konusunda Moskova’nın yanında olmayı reddetmesini övmüş ve şu ifadeleri kullanmıştır:[6]

“Sizin üzerinize bazı aktörlerin baskı yapabilme ihtimalini hiçbir şekilde küçümsemiyorum Önemli uluslararası konularda ilerleme kaydedebilecek, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ve toprak bütünlüğü gibi prensipleri birlikte vurgulayabileceğiz. Ülkenizin, herhangi bir gücün uşağı olmamayı reddeden ve halkınızın çıkarları doğrultusunda farklı ülkelerle dengeli ilişkiler sürdürmeyi öngören stratejiye yakın olduğunu biliyorum.”

Çin ise Orta Asya’da “Yeni İpek Yolu” projesi ve bölgede liderlik rolü üstlenme planıyla özellikle aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yılın Mayıs ayındaki G7 Zirvesi’nde Orta Asya’nın gelişimine yönelik iddialı bir plan açıklamıştır. Pekin, ikili yatırım anlaşmalarını güncellemeyi ve bölgeyle sınır ötesi yük taşıma hacmini artırmayı planlamaktadır. Bu da Çin finansmanlı işletmelerin Orta Asya’da daha fazla iş oluşturmasını, depo inşa etmesini ve turizmi teşvik etmeyi amaçlayan özel bir tren hizmeti başlatmalarını teşvik edecektir.[7]

Emmanuel Macron’un Orta Asya turu, Fransa’nın bölgedeki stratejik çıkarlarını güçlendirmek amacıyla önemli bir adımdır. Bölge, Rusya ve Çin’in etkisine sahip olduğu bir alan olarak dikkat çekmektedir. Fransa Cumhurbaşkanı, Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkeleriyle işbirliğini artırmak maksadıyla ziyaretlerde bulunmaktadır ve ekonomik sektörlerde işbirliği anlaşmaları imzalamaktadır. Özellikle temiz enerji teknolojileri için gerekli olan kritik mineraller, ilaçlar ve havacılık gibi sektörlerde işbirliği, Fransa’nın bölgeye olan ilgisini ve ekonomik katkısını vurgulamaktadır. Bu, Fransa’nın bölgede daha fazla varlık gösterme ve rekabet etme niyetini yansıtmaktadır.

Orta Asya, hem Rusya hem de Çin için stratejik öneme sahiptir. Rusya, bu bölgeyi tarihsel olarak etki alanı olarak görmekte ve Batı’nın buradaki etkisini sınırlamak istemektedir. Emmanuel Macron’un ziyareti, Fransa’nın bu rekabetteki rolünü ve Orta Asya ülkeleriyle daha güçlü bağlar kurma girişimlerini yansıtmaktadır. Buna ek olarak Çin’in bölgedeki yatırımları ve “Yeni İpek Yolu” projesi, Çin’in Orta Asya’da artan etkisini vurgulamaktadır. Bu hem ekonomik hem de jeopolitik bir rekabeti yansıtmaktadır.

Çin’in Orta Asya’daki yatırımları ve etkisi, bölgenin jeopolitik dinamiklerini etkilemektedir. Macron, Çin’in Orta Asya’daki etkisini göz önünde bulundurarak bölgedeki Fransız çıkarlarını vurgulamaktadır. Çin’in bölgeye yönelik “Yeni İpek Yolu” projesi ve ekonomik faaliyetleri, Orta Asya’nın ekonomik geleceğini şekillendirmektedir.

Emmanuel Macron’un Orta Asya turu, bölgedeki Fransız çıkarlarını güçlendirmeye yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu, Rusya ve Çin’le rekabetin bir yansımasıdır ve Orta Asya’nın jeopolitik önemini vurgulamaktadır. Ayrıca Kazakistan’ın Batı’yla daha yakın ilişkiler kurma çabalarını ve Çin’in bölgedeki yükselen imajını göstermektedir. Bu tür ziyaretler, Orta Asya’nın gelecekteki jeopolitik dinamiklerini etkileyebilir ve bölgedeki stratejik ortaklıkların oluşturulmasında önemli bir rol oynayabilir.


[1] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Reuters, https://www.aljazeera.com/news/2023/11/1/macron-in-kazakhstan, (Erişim Tarihi: 02.11.2023).

[2] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Oda Loop, https://www.oodaloop.com/briefs/2023/11/01/macron-visits-kazakhstan-on-strategic-tour-of-central-asia/, (Erişim Tarihi: 02.11.2023).

[3] “Macron Visits Kazakhstan on Strategic Tour of Central Asia”, Reuters, https://www.aljazeera.com/news/2023/11/1/macron-in-kazakhstan, (Erişim Tarihi: 02.11.2023).

[4] Aynı yer.

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.

[7] Aynı yer.

The post Macron’un Kazakistan Ziyareti ve Fransa’nın Orta Asya Açılımı  appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
ŞİÖ Bağlamında Çin’in Bölgesel Jeoekonomik Dinamikleri https://www.ankasam.org/sio-baglaminda-cinin-bolgesel-jeoekonomik-dinamikleri-1/ Fri, 03 Nov 2023 09:03:24 +0000 https://www.ankasam.org/?p=63240 Çin Başbakanı Li Qiang, 26 Ekim 2023 tarihinde Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Hükümet Başkanları 22. Toplantısı sırasında yaptığı konuşmasında, bölgede bir güvenlik bariyeri inşa etmek ve dış müdahaleyi kararlı bir şekilde reddetmek için ortak çalışma çağrısında bulunmuştur.[1] Asya’nın önemli bir bölgesel işbirliği platformu olan ŞİÖ’nün temel kuruluş amacı, bölge ülkelerinin kendi işlerini dış müdahale olmadan […]

The post ŞİÖ Bağlamında Çin’in Bölgesel Jeoekonomik Dinamikleri appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Çin Başbakanı Li Qiang, 26 Ekim 2023 tarihinde Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Hükümet Başkanları 22. Toplantısı sırasında yaptığı konuşmasında, bölgede bir güvenlik bariyeri inşa etmek ve dış müdahaleyi kararlı bir şekilde reddetmek için ortak çalışma çağrısında bulunmuştur.[1] Asya’nın önemli bir bölgesel işbirliği platformu olan ŞİÖ’nün temel kuruluş amacı, bölge ülkelerinin kendi işlerini dış müdahale olmadan çözmelerini sağlamak ve bu sayede bölgesel bağımsızlığı ve güvenliği korumaktır.

Başbakan Li Qiang, 11 Mart 2023 tarihinde göreve başlamasından bu yana ilk kez 24 Ekim 2023 tarihinde Kırgızistan’ı ziyaret etmiştir. Ayrıca bu ziyaret, son yedi yıl içinde bir Çin Başbakanı’nın Kırgızistan’a yaptığı ikinci ziyarettir. Bahse konu temaslar, 18-19 Mayıs 2023 tarihinde düzenlenen Çin-Orta Asya Zirvesi’nde liderler tarafından alınan kararların uygulanmasını teşvik etmek, ikili ticareti genişletmek ve Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu gibi bölgesel bağlantı projelerini hızlandırmak açısından kritik bir fırsat olarak görülmektedir.[2]

Çin’in etkin rolü, örgüt nezdinde büyük öneme sahiptir. Başbakan Li Qiang’ın da konuyla ilgili açıklamaları söz konusudur. Başbakan Li Qiang, ŞİÖ’nün bölgesel güvenliği ve istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını dile getirmiş ve dış müdahaleye karşı koyma gerekliliğini ifade etmiştir.[3] Küresel söylemin yanında bu ifadeler, Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) çerçevesinde Çin’in “bölgesel” jeoekonomik gücünü ve stratejik önemini yansıtmaktadır.

15-16 Eylül 2023 tarihinde düzenlenen ŞİÖ Semerkant Zirvesi’nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in sürdürülebilir siyasi güveni, kazan-kazana dayalı işbirliğini, uluslararası eşitliği, açıklığı, kapsayıcılığı ve adaletin gerekliliğini vurguladığını belirten Başbakan Li Qiang, bunun ŞİÖ’nün gelişme ve büyüme başarısının anahtarı olduğunu eklemiştir.[4]

Bir diğer önemli nokta ise Çin’in KYG ve ŞİÖ’deki rolüdür. KYG, bölgesel ve küresel ölçekte ekonomik işbirliğini teşvik etmeye yönelik büyük bir stratejik girişimdir. Bu girişim, özellikle ŞİÖ üyeleri arasında altyapı projeleri, ticaret ve yatırım fırsatları sunarak bölgede ekonomik işbirliğini teşvik etmektedir.

ŞİÖ’nün jeoekonomik dinamiklerine bakıldığında, bölgesel güvenlik ve istikrarın ekonomik işbirliğiyle birleştiği görülmektedir. ŞİÖ üyeleri, “üç güç” olarak adlandırılan terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılık gibi tehditlere karşı birlikte mücadele etmeye odaklanmıştır. Aynı zamanda ekonomik işbirliği, altyapı projeleri ve ticaret liberalizasyonu gibi unsurlarla desteklenmektedir.[5] Bu girişimler, bölgenin ekonomik kalkınmasını teşvik etmek amacıyla güvenlik ile ekonomi arasında denge kurmaya yönelik bir çaba olarak görülebilir.

Başbakan Li Qiang, ŞİÖ ve KYG işbirliğini derinleştirmek için toplantıda dört öneri sunmuştur:[6]

“1. Şangay İşbirliği Örgütü üyeleri bölgesel güvenlik duvarını birlikte sağlamlaştırmalı, dış müdahaleleri kesin bir şekilde reddetmeli, güvenlik tehditleri ve zorlukları ele alma mekanizmasını en kısa sürede iyileştirmeli ve terörizm, ayrılıkçılık ve aşırılık gibi ‘üç tehlike’ ile sınır ötesi organize suçlarla mücadele etmelidir.

2. Şangay İşbirliği Örgütü üyeleri ekonominin hızlı toparlanmasını teşvik etmelidir. Güvenli ve etkili ulaşım sistemlerini inşa etmek için işbirliği yapmalı, ticaret ve yatırımın serbestleştirilmesini ve kolaylaştırılmasını sürekli teşvik etmeli ve endüstriyel tedarik zincirlerini istikrarlı ve sorunsuz bir şekilde sürdürmelidir.

3. Üyeler Kuşak ve Yol işbirliğini birlikte geliştirmelidir. 3. Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu başarılı bir şekilde gerçekleşti ve Kuşak ve Yol son 10 yılın en popüler uluslararası kamusal malı ve en büyük uluslararası işbirliği platformu haline geldi. ŞİÖ üyeleri, yüksek kaliteli Kuşak ve Yol işbirliğini üye devletlerin kendi kalkınma stratejileriyle uyumlu hale getirmeli, büyük ekonomik koridorların inşasını hızlandırmalı ve ŞİÖ Kalkınma Bankası’nı başarılı bir şekilde geliştirmelidir.

4. ŞİÖ üye devletleri, halklar arasındaki anlayışı ve dostluğu birlikte teşvik etmeli ve eğitim, kültür, turizm ve spor gibi alanlarda işbirliğini derinleştirmeye devam etmelidir.”

Sonuç olarak, Başbakanı Li Qiang’ın konuşması, ŞİÖ ve KYG’nin bölgesel güvenlik, ekonomik işbirliği ve jeoekonomik dinamikler bağlamında önemini vurgulamaktadır. ŞİÖ üyeleri, bölgesel güvenliği artırmak ve dış müdahaleye karşı koymak amacıyla güç birliği yapmaya yönlendirilmektedir. Ayrıca KYG, ŞİÖ üyeleri arasındaki ekonomik işbirliğini teşvik etmek için büyük bir stratejik öneme sahiptir.

Başbakan Li Qiang’ın sunmuş olduğu dört öneri, ŞİÖ’nün bu hedeflere ulaşmak için nasıl işbirliği yapabileceğini göstermektedir. Mevzu bahis önerilerin güvenlik, ekonomi, bölgesel işbirliği ve insanlar arası dostluk gibi alanlarda ŞİÖ üyeleri arasındaki işbirliğini artırmayı amaçladığından bahsedilebilir. Öte yandan bahse konu önerilerin bölgesel kalkınma ve istikrarın teşvik edilmesine de katkı sağlaması muhtemeldir. Tüm bunlardan hareketle ŞİÖ ve KYG, bölgenin ekonomik ve politik geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.


[1] “Regional Affairs Should Be Decided Without External Interference: Chinese Premier”, Xinhua News, https://english.news.cn/20231026/d572dc44295d4086b6e4ee1f24ee75a4/c.html, (Erişim Tarihi: 27.10.2023).

[2] “Premier Li Kicks Off Trip To Kyrgyzstan, Attend SCO Meeting”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202310/1300502.shtml, (Erişim Tarihi: 27.10.2023).

[3] Aynı yer.

[4] Aynı yer.

[5] “Regional Affairs Should Be Decided Without External Interference: Chinese Premier”, YouTube, https://www.youtube.com/watch?v=WhaH13evE9U, (Erişim Tarihi: 27.10.2023).

[6] “Belt and Road Initiative Turbocharges Shanghai Cooperation Organization’s Development”, Xinhua News, https://english.news.cn/20231027/2708a8e5ef474b4a970fc4937b3819ce/c.html, (Erişim Tarihi: 27.10.2023).

The post ŞİÖ Bağlamında Çin’in Bölgesel Jeoekonomik Dinamikleri appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Çin’in Enerji Güvenliği Bağlamında Kazakistan ve Türkmenistan İlişkileri https://www.ankasam.org/cinin-enerji-guvenligi-baglaminda-kazakistan-ve-turkmenistan-iliskileri/ Wed, 01 Nov 2023 06:06:46 +0000 https://www.ankasam.org/?p=63159 Çin’in enerji güvenliği açısından Kazakistan ve Türkmenistan’la ilişkileri, bölgesel ve küresel etkileri olabilecek önemli bir konudur. Orta Asya’da bulunan bu ülkeler, zengin doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip olmaları nedeniyle Çin’in enerji ihtiyaçlarını karşılamak için stratejik ortaklar olarak değerlendirilmektedir. Çin, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalatla karşılamaktadır. Kazakistan ve Türkmenistan gibi Orta Asya ülkeleri de […]

The post Çin’in Enerji Güvenliği Bağlamında Kazakistan ve Türkmenistan İlişkileri appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Çin’in enerji güvenliği açısından Kazakistan ve Türkmenistan’la ilişkileri, bölgesel ve küresel etkileri olabilecek önemli bir konudur. Orta Asya’da bulunan bu ülkeler, zengin doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip olmaları nedeniyle Çin’in enerji ihtiyaçlarını karşılamak için stratejik ortaklar olarak değerlendirilmektedir. Çin, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalatla karşılamaktadır. Kazakistan ve Türkmenistan gibi Orta Asya ülkeleri de Çin’e doğal gaz ve petrol tedarik etmektedir. Bu ülkeler Çin’in enerji açığını kapatmada önemli bir rol oynamaktadır.

Dünya enerji kaynakları arasında Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarının payı nispeten küçüktür. Buna rağmen söz konusu kaynakların önemi, Çin ve Rusya nezdinde giderek artmaktadır. Bölgede yer alan enerji kaynaklarının büyük bir kısmının Rusya topraklarındaki hatlardan geçerek dünya piyasalarına iletiliyor olması, Rusya’yı bölgede tekel konumuna getirmiştir. Rusya, sahip olduğu bu konumunu dış politikasında etkin bir biçimde kullanmaktadır. Rusya’nın enerji bakımından bölgedeki tekelci konumu, Kazakistan ile Çin arasında imzalanan petrol boru hattı anlaşmasıyla kırılmaya başlamıştır.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), günlük ortalama 19 milyon 960 bin varil petrol tüketimiyle dünyada ilk sırada yer alırken; Çin ise günlük ortalama 12 milyon 470 bin varil petrol tüketimiyle dünyada ikinci sıradadır. Çin’in ekonomisindeki büyümesine paralel bir şekilde enerji tüketiminde de artış yaşanmaktadır. Çin’in enerji ihtiyacının artmasıyla birlikte bu ihtiyacının önemli bir kısmını Orta Asya’dan gerçekleştirdiği ithalatla karşılamaktadır. 

Irak’ın işgalinin ardından Çin, enerji güvenliği için kaynaklarını çeşitlendirme politikasını izlemiştir. Bu politika kapsamında Çin, Orta Asya ve Hazar ülkeleriyle yakın ilişkiler geliştirme yoluna gitmiş ve bu bağlamda Çin ile Kazakistan arasında enerji köprüsü kurulmuştur. Çin’in enerji ihtiyacının Orta Asya bölgesinden karşılanması bağlamında Kazakistan-Çin Petrol Boru Hattı ilk adım olması bakımından oldukça önemlidir.

Çin, Kazakistan dışında Orta Asya’da bulunan diğer ülkelerle de enerji güvenliği bakımından yakın ilişki içerisindedir. Bunlardan biri de Türkmenistan’dır. Aşkabat, bir taraftan Moskova’yla işbirliğine devam ettiklerini, öte yandan da alternatif enerji politikalarının gündemlerinde olduğunu vurgulamaktadır. Böylece Türkmenistan, Çin’e enerji güvenliği konusuna sıcak baktığını göstermektedir. 

Türkmenistan sahip olduğu enerji kaynaklarının Kazakistan üzerinden Çin’e ulaştırılması için görüşmeler gerçekleştirerek Kazakistan-Çin hattının üçüncü ayağının Türkmenistan olduğunu açıklamıştır. Orta Asya’daki doğal gaz rezervlerini Çin’e taşıyarak ülkenin enerji ihtiyacını karşılamak ve enerji güvenliğini artırmak için yapılan Trans-Orta Asya Boru Hattı projesi, Çin ve Türkmenistan arasındaki enerji taşımacılığı için önemli bir altyapıyı temsil etmektedir.

Çin, Kazakistan ve Türkmenistan’la enerji kaynaklarının tedarik edilmesi, fiyatlandırma ve diğer konuları içeren stratejik enerji işbirliği anlaşmaları gerçekleştirmiştir. Bu işbirliği uzun vadeli ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkilerin temelini oluşturmaktadır.

Çin’in Kazakistan ve Türkmenistan’la geliştirdiği enerji işbirliği, Çin’in enerji güvenliğini sağlama ve ekonomik büyümesini destekleme açısından da kritik bir öneme sahiptir. Bu ilişkiler bir taraftan Orta Asya ülkeleri için ekonomik fırsatlar sunmakta, diğer taraftan bölgesel istikrarın arttırılmasına katkıda bulunmaktadır.

Enerji kaynaklarının önemli bir kısmının dünya piyasalarına Rusya üzerinden gerçekleştirilmesi, Orta Asya ve Hazar ülkelerini Moskova’ya bağımlı hale getirmiştir. Rusya’nın Orta Asya bölgesindeki enerji güvenliği tekelinin kırılması bölge ülkelerinin enerji iletim hatlarının çeşitlendirmesi sayesinde mümkün olabilecektir. Bu doğrultuda bölge ülkelerinden Kazakistan ve Türkmenistan, petrol ve doğalgaz boru hattı projeleriyle Çin’le enerji politikaları kapsamında ilişkiler kurmakta ve bunu devam ettirmektedir.

The post Çin’in Enerji Güvenliği Bağlamında Kazakistan ve Türkmenistan İlişkileri appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Moğolistan’ın Batı Açısından Artan Önemi https://www.ankasam.org/mogolistanin-bati-acisindan-artan-onemi/ Wed, 25 Oct 2023 09:25:49 +0000 https://www.ankasam.org/?p=62892 Moğolistan, dış politikasını denge unsuru üzerine kuran ve bu şekilde özerk bir dış politika oluşturma gayreti içerisinde olan devletlerden biridir. Başta kömür olmak üzere ülkenin yer altı kaynakları hem Çin ve Rusya hem de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer Batılı devletlerin ilgisini çekmektedir. Bu nedenle Ulanbator Hükümeti gerek Çin ve Rusya’yla gerekse Batılı devletlerle […]

The post Moğolistan’ın Batı Açısından Artan Önemi appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>

Moğolistan, dış politikasını denge unsuru üzerine kuran ve bu şekilde özerk bir dış politika oluşturma gayreti içerisinde olan devletlerden biridir. Başta kömür olmak üzere ülkenin yer altı kaynakları hem Çin ve Rusya hem de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer Batılı devletlerin ilgisini çekmektedir. Bu nedenle Ulanbator Hükümeti gerek Çin ve Rusya’yla gerekse Batılı devletlerle iyi ilişkiler geliştirerek büyük güçler arasında denge kurmaya çaba sarf etmektedir.

Her ne kadar Ulanbator yönetimi, ülkenin çok vektörlü bir dış politika geliştirmesi yönünde çaba sarf ediyor olsa da zaman zaman tarafların ülkeye olan ilgisinde ve ilişkileri güçlendirme çabalarında ciddi artışlar gözlemlenmektedir. Bu durumun en güncel örneğini ise Batı oluşturmaktadır. Son dönemde Batılı devletlerin ilgisi gerek ülkenin coğrafi konumu gerekse kömür rezervleri nedeniyle büyük oranda artış göstermiştir. Zira diğer birçok ülke gibi petrol ve doğal gaz bağımlılığı devam eden Çin’in enerji tüketiminde kömür büyük yer tutmaktadır. 2022 yılında Çin’in kömür tüketimi bir önceki yıla nazaran %4,6 oranında artış göstermiş ve 4,5 milyar metrik tona ulaşmıştır.[1]

Bu noktada Çin’in Moğolistan’a artan ilgisine karşı Batılı devletler Moğolistan’a daha fazla ilgi göstererek ülkede ağırlıklarını arttırmak ve Çin karşısında kuvvetli bir ele sahip olmak istemektedirler.

Batı’nın Moğolistan’a karşı artan ilgisine iyi bir örnek teşkil eden ABD’nin 28 Eylül 2023 tarihinde Moğolistan’ın gıda güvenliğini arttırmak amacıyla düzenlenen foruma ev sahipliği yapması ilgi çekici bir gelişmedir. ABD’nin Moğolistan Büyükelçisi Richard Buangan’ın da katılım sağladığı forumun açılış konuşmasını Büyükelçi Buangan yapmıştır. Buangan’ın kullandığı ifadeler ABD açısından Moğolistan’ın artan önemine işaret eder niteliktedir: [2]

“Moğolistan; tarım sektörü, gübre gibi temel girdilerin tedarikindeki kesintiler ve pazar belirsizlikleri de dahil olmak üzere benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıyadır. ABD hükümeti, sürdürülebilir ve dayanıklı ekonomik büyümeyi ve gıda güvenliğini teşvik etmek için sayısız faaliyet aracılığıyla Moğol mevkidaşlarımızla birlikte çalışmaktadır.”

Görüldüğü gibi Moğolistan’ın içerisinde bulunduğu tarımsal sıkıntılar, ABD’nin bölgedeki varlığını arttırması noktasında bir fırsat olarak görülmektedir.

ABD’nin yanı sıra Güney Kore cenahından da Moğolistan’la ilişkilerin daha da arttırılması için adımlar gelmektedir. Örneğin 25-27 Eylül 2023 tarihleri arasında Seul’da gerçekleştirilen Karşılıklı Gümrük Yardım Anlaşması’nın 30. Yıldönümü toplantısında Seul ve Ulanbator birçok konuda mutabık kalmışlardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:[3]

  • Yasal ticareti kolaylaştırmak ve yasa dışı faaliyetlerle mücadele etmek için önceden bilgi edinme ve bilgi teknolojisine dayalı olarak analiz etme yeteneğini artırarak risk yönetiminin uygulanması.
  • Uluslararası tedarik zincirlerinin güvenliğini sağlamak ve ticareti kolaylaştırmak amacıyla Güvenilir İşletme Programı çerçevesinde yapılan Karşılıklı Tanıma Anlaşmasının uygulanması.
  • Gümrük işlemlerinde ileri teknoloji ve yeniliği getiren elektronik ve dijital bir ortam yaratan Kore Cumhuriyeti Gümrüklerinin iyi deneyiminden faydalanmak.

29 Eylül 2023 tarihine gelindiğinde ise Berlin ve Ulanbator hükümetleri arasında bir dizi görüşme gerçekleşmiştir. Görüşmede mutabık kalınan karara göre Berlin Hükümeti, Ulanbator Hükümeti’ne ikili işbirliği müzakereleri tarihindeki en büyük miktar olarak 78 milyon euroluk finansman sağlamayı kabul etmiştir. 29 milyon euroya kadar verilen kredi, ulusal programlar için fona dönüştürülebilir ve AIDS, Tüberküloz ve Sıtmayla Mücadele Küresel Fonu aracılığıyla sağlık sektörüne harcanabilir niteliktedir.[4]

Sonuç olarak Moğolistan, Amerikan liderliğindeki Batı ve Çin arasında devam eden mücadelede her geçen gün daha da önemli bir konuma yükselmektedir. Batılı devletlerin öncelikli olarak ekonomi ve sağlık alanlarında destekte bulunmaları, Moğolistan’ı Çin’e nazaran Batı’ya daha yakın bir ülke olarak görmek istemelerinden kaynaklanmaktadır.


[1] “China’s Coal Use Increased to A Record High In 2022, IEA says”, RFA, https://t.ly/05xKw, (Erişim Tarihi: 28.09.2023).

[2] “United States Hosts Forum to Advance Mongolia’s Food Security”, U.S. Embassy in Mongolia, mn.usembassy.gov/pr-092823/, (Erişim Tarihi: 28.09.2023). 

[3] “Mongolia To Cooperate with Korea on Supply International Goods and Security”, GoGo Mongolia, mongolia.gogo.mn/r/qo081, (Erişim Tarihi: 29.09.2023).

[4] “Government Of Germany To Provide 78 Million Euro To Mongolia”, Aki Press, kipress.com/news:734154:Government_of_Germany_to_provide_78_million_Euro_to_Mongolia/, (Erişim Tarihi: 29.09.2023).

The post Moğolistan’ın Batı Açısından Artan Önemi appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Moğolistan’ın Dış Politikası ve Küresel Siyasetteki Yeri https://www.ankasam.org/mogolistanin-dis-politikasi-ve-kuresel-siyasetteki-yeri/ Fri, 29 Sep 2023 11:39:59 +0000 https://www.ankasam.org/?p=61640 Moğolistan, denge siyasetini izleyen bir ülke olarak uluslararası arenada hem Çin ve Rusya hem de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batı’yla ilişkiler geliştirebilmektedir. Özellikle sahip olduğu doğal kaynakları sayesinde Çin ve Rusya nezdindeki önemi giderek artmaktadır. Nitekim Çin’in Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Batı’nın artan baskına maruz kalması ve ekonomik ortaklarını çeşitlendirme isteği Moğolistan’ın önemini artırmıştır. Moğolistan […]

The post Moğolistan’ın Dış Politikası ve Küresel Siyasetteki Yeri appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>
Moğolistan, denge siyasetini izleyen bir ülke olarak uluslararası arenada hem Çin ve Rusya hem de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batı’yla ilişkiler geliştirebilmektedir. Özellikle sahip olduğu doğal kaynakları sayesinde Çin ve Rusya nezdindeki önemi giderek artmaktadır. Nitekim Çin’in Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Batı’nın artan baskına maruz kalması ve ekonomik ortaklarını çeşitlendirme isteği Moğolistan’ın önemini artırmıştır.

Moğolistan tarafsızlık özelliğini yansıtan dış politikası uyarınca hem Doğu hem de Batı’yla ilişkilerini sürdürmektedir. Örneğin Papa Francis’in 1-4 Eylül 2023 tarihleri arasında Moğolistan’ı ziyaret etmesi[i] ve bu ülkeyi ziyaret eden ilk Papa[ii] olması, güzel bir örnek teşkil etmektedir. Ülkede 1500 kişi dolaylarında Hristiyan ve 8 adet kilise bulunmaktadır.[iii] Bahse konu ziyaretin gerçekleşmesi, Moğolistan’ın Batı’yla ilişkilerinde olumlu bir ivmeye ve istikrara sahip olduğuna işaret etmektedir.

Papa Francis ziyaretinin öncesinde 3 Ağustos 2023 tarihinde Moğolistan Başbakanı Luvsannamsrain Oyun-Erdene, ABD Savunma Bakanlığı’nı (Pentagon) ziyaret etmiş ve birtakım temaslarda bulunmuştur. Moğolistan Başbakanı, ABD hakkında şu ifadeleri kullanmıştır:[iv]

“ABD’nin sadece stratejik üçüncü komşumuz olmadığını, aynı zamanda Moğolistan’ın demokratik yolculuğunda yol gösterici kutup yıldızımız olduğunu da vurguluyorum.”

Bu görüşmelerde askeri konular da ele alınmış olup birçok konuda fikir birliğine varılmıştır. Çin, Tayvan ve Moğolistan’dan sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Asistanı Michael S. Chase, Moğolistan’ın Irak ve Afganistan’da ABD’yle omuz omuza savaştığını ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nde büyük bir role sahip olduğunu ifade etmiştir.[v]

Moğolistan’ın ABD ve Batı’yla olan işbirlikleri bu noktada sınırlı kalmamıştır. ABD birçok yardım sayesinde Moğolistan’la ilişkilerini geliştirme yoluna gitmiştir. Örneğin 3 Ağustos 2023 tarihinde yapılan açıklamalarda, ABD’nin imzalanan bir dizi anlaşmayla Moğolistan’a 25 milyon dolar tutarında yatırım yapacağı duyurulmuştur.[vi]

29 Ağustos 2023 tarihine gelindiğindeyse Moğolistan ve ABD arasında mineral kaynakları yönetimi ve geliştirilmesi konusunda mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bununla birlikte ABD ve Moğolistan, her iki ülkede de maden kaynakları sektörünün geliştirilmesinde uygulamaları güçlendirmek ve Hint-Pasifik bölgesindeki güvenli ve dayanıklı kritik maden tedarik zincirlerini ortaklaşa geliştirmek için işbirliği yapmayı kabul etmişlerdir.[vii]

Görüldüğü gibi coğrafi olarak Rusya ve Çin’le çevrelenmiş durumda olan Moğolistan, ABD ve Batı’yla birçok konuda ilişkilerini sürdürmekte ve bu ilişkilerin gelişimine önem vermektedir.

Batı’yla gelişen ilişkilere ek olarak Moğolistan; Çin, Rusya ve Belarus’la da ilişkilerini geliştirme yoluna gitmektedir. Örneğin Çin ve Rusya’yla yakınlığıyla bilinen Belarus cenahında da Moğolistan’la yakınlaşma ve sağlıklı ilişkiler geliştirmeye yönelik eylemler gözlemlenmektedir. Örneğin Belarus Dışişleri Bakanı Sergei Ailenik, Birleşmiş Milletler 78. dönemi açılışının oturum aralarında Moğolistan Dışişleri Bakanı Battsetseg Batmunkh’la görüşmüş ve bir dizi alanda fikir alışverişinde bulunmuştur. Ayrıca bakanlar, karşılıklı potansiyel ziyaretler konusunda da mutabık kalmıştır.[viii]

Çin-Moğolistan hattında yaşanan gelişmelere bakıldığında, Ulanbator Hükümeti’nin Pekin’le de sağlıklı ilişkiler kurma ve geliştirmeye yatkın olduğu görülmektedir. Nitekim 19 Eylül 2023 tarihinde Rusya’nın başkenti Moskova’da Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Moğolistan Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Jedamba Enkhbayar arasında gerçekleşen görüşmede taraflar güvenlik ilişkilerini geliştirme konusunda mutabık kalmışlardır.[ix]

Ekonomik çerçevede incelendiğinde ise Çin’in Ağustos 2023 tarihi itibariyle Moğolistan’dan ithal edilen kömür miktarında %20,5’lik bir artış gerçekleştirdiği gözlemlenmiştir.[x] Çin’in Moğolistan’la iyi ilişkiler geliştirmesi kendi enerji güvenliği açısından da önemlidir. Zira Moğolistan, kömür üretiminde dünyada 18’inci ve kömür rezervleri bağlamında ise dünyada 23’üncüdür.[xi]

Çin’in yanında Moğolistan’ın Kuzey Kore’yle olan iyi ilişkileri de Ulanbator Hükümeti’nin bölgede öneminin artmasını sağlamaktadır. Zira Japonya’nın Japon vatandaşlarının Kuzey Kore’ye kaçırılma olayları konusunda Moğolistan’la işbirliğine sahip olduğu bilinmektedir.

Sonuç olarak Moğolistan gerek coğrafi konumu gerek doğal zenginlikleri gerekse Kuzey Kore’yle olan iyi ilişkileriyle küresel devlerin dikkatini çeken bir oyuncu konumundadır. Bu nedenle Ulanbator yönetimi, dış politikasını çok vektörlü bir hale getirmeye çalışmaktadır. Tıpkı Vietnam ve Güney Kore gibi Moğolistan’ın da ulusal çıkarlarını önceleyen bir dış politikaya sahip olduğu ifade edilebilir.


[i] Sophie Tanno-Eve Brennan, “A 10-hour flight to meet 1,500 Catholics: The Pope visits Mongolia”, CNN, dition.cnn.com/2023/09/02/asia/pope-francis-mongolia-trip-intl/index.html, (Erişim Tarihi: 02.09.2023).

[ii] Aynı yer.

[iii] Linda Bordoni, “Pope Arrives in Mongolia to Visit ‘People of A Great Culture’”, Vatican News, www.vaticannews.va/en/pope/news/2023-09/pope-arrival-mongolia-apostolic-visit.html, (Erişim Tarihi: 04.09.2023).

[iv] Jim Garamone, “U.S., Mongolia Discuss Military-to-Military Relations During Pentagon Visit”, U.S Department of Defence, www.defense.gov/News/News-Stories/Article/Article/3482715/us-mongolia-discuss-military-to-military-relations-during-pentagon-visit/, (Erişim Tarihi: 03.08.2023).

[v] Aynı yer.

[vi] “The United States Announces Nearly $13 Million to Advance a Prosperous, Secure, and Resilient Mongolia”, USAID, www.usaid.gov/news-information/press-releases/aug-03-2023-united-states-announces-nearly-13-million-advance-prosperous-secure-and-resilient-mongolia, (Erişim Tarihi: 03.08.2023).

[vii] “United States – Mongolia Memorandum of Understanding on Mineral Resources”, U.S. Department of State, www.state.gov/united-states-mongolia-memorandum-of-understanding-on-mineral-resources/, (Erişim Tarihi: 29.08.2023).

[viii] “Belarusian FM Meets with Foreign Ministers of Mongolia, Nicaragua In New York”, Belta, eng.belta.by/politics/view/belarusian-fm-meets-with-foreign-ministers-of-mongolia-nicaragua-in-new-york-161884-2023/, (Erişim Tarihi: 20.09.2023).

[ix] “China, Mongolia Agree to Deepen Security Cooperation”, CGTN, news.cgtn.com/news/2023-09-20/China-Mongolia-agree-to-deepen-security-cooperation-1ng2ua3FuCI/index.html, (Erişim Tarihi: 20.09.2023).

[x] Qin Ningwei-Dominique Patton, “China’s Coal Imports from Russia, Mongolia Jump in August”, Reuters, www.reuters.com/article/china-economy-trade-coal/chinas-coal-imports-from-russia-mongolia-jump-in-august-idUSL4N3AV0J9, (Erişim Tarihi: 20.09.2023).

[xi] “Mongolia Coal”, Worldmeter, www.worldometers.info/coal/mongolia-coal/, (Erişim Tarihi: 20.09.2023).

The post Moğolistan’ın Dış Politikası ve Küresel Siyasetteki Yeri appeared first on ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi.

]]>