Tarih:

Paylaş:

Almanya-Orta Asya Stratejik Ortaklığında Orta Koridorun Önemi

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский


29 Eylül 2023 tarihinde Almanya Başbakanı Sayın Olaf Scholz, Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev, Tacikistan Cumhurbaşkanı Sayın İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov arasında Berlin’de Birinci Almanya-Orta Asya Zirvesi düzenlenmiştir. 

Zirve, ABD ile Orta Asya ülkelerinin 20 Eylül 2023 tarihinde görüşmesinden kısa bir süre sonra Almanya Başbakanı Sayın Scholz’un Orta Asya Devlet Başkanlarını daveti üzerine gerçekleşmiştir. Art Arda düzenlenen bu görüşmeler bir yandan Batı’nın Orta Asya’da Rusya ve Çin’i yalnız bırakmak istemediğini; diğer yandan Almanya liderliğinde Avrupa Birliği’nin (AB) bölgesel rekabette özerk hareket etmek istediğini göstermektedir. 

Çünkü Orta Asya’nın stratejik coğrafi konumu ve bölgenin Avrupa-Asya bağlantısındaki merkezi rolü, geniş enerji kaynakları, pazar potansiyeli ve Afganistan’daki mevcut durum gibi bölgesel güvenliği tehdit eden konuların çözümünde Orta Asya ülkelerinin rolü, AB’nin Orta Asya’da önemli çıkarları olduğunu göstermektedir.[1] Diğer yandan AB’nin en büyük ekonomik gücü olan Almanya’nın bu ekonomik  pozisyonunu koruması ve güçlendirmesi için Orta Asya’nın ham madde ve enerji kaynaklarına ihtiyacı özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası artmıştır. 

Rus gazının olmayışı, Almanya’da ve Avrupa’nın genelinde ekonomik işleyişin aksamasına ve bunun bir sonucu olarak da toplumsal krizlere sebep olmuştur. Bu durum AB’de tek bir ülkeye olan bağımlılığın yıkıcı etkilerinin anlaşılmasına ve alternatif rotaların oluşturulmasına sebep olmuştur. Bu arayışın Rus etkisini kırabilecek bir potansiyele erişen Orta Asya ülkelerinin alternatif ortaklıklar geliştirmek istediği döneme denk gelmesi; Avrupa ile Orta Asya’yı birbirine yaklaştıracak uygun konjonktürü oluşturmuştur. Zira Berlin’de gerçekleşen zirve ile Almanya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan arasında stratejik ortaklık kurulmasına karar verilmiştir.[2]

Görüşme akabinde yayınlanan ortak bildiride, bu işbirliğinin hangi alanlarda geliştirileceği belirtilmiştir.[3] Bu bağlamda iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yeşil enerji, demokrasi, insan hakları, iyi yönetişim, dijitalleşme, göç, Afganistan’da istikrarın sağlanması, uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili alanlarda işbirliğinin arttırılmasına karar verilmiştir. Toplantının ana temasını ise enerji, ham madde ve ekonomik konular oluşturmuştur. 

Orta Asya, AB’nin petrol ve doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında önemli bir bölge olduğu gibi; yeşil enerjiye geçişin tamamlanabilmesinde gerekli olan değerli madenlerin temini noktasında AB’nin Çin’in hammadde kaynaklarına olan bağımlılığını azaltacak da adrestir. Zira Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev kritik hammadde kaynakları açısından bölgenin önemini şu sözlerle ifade etmiştir:[4]

“Kritik hammaddeler alanında işbirliğini genişletmekle ilgileniyoruz. Günümüzde nadir toprak metallerine yönelik küresel talep, arzın çok üzerindedir. Ülkelerin daha fazla teknolojik gelişmesi yalnızca bu eğilimi güçlendirecektir. Kazakistan, diğer Orta Asya ülkeleri gibi, Avrupa Birliği’nin ihtiyaç duyduğu büyük miktarda kritik metal ve mineral rezervine sahiptir.”

Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev’in de belirttiği gibi, toplantının tarafları, hammadde arz ve talebinin karşılanmasında birbirini tamamlayıcı niteliklere sahiptir. Bu doğrultuda Almanya ile Orta Asya devletleri arasındaki ikili ticaret ve yatırım işbirliğinin geliştirilmesine hükümetlerin kolaylaştırıcı katkı sağlayacağı belirtilmiştir. Bu girişimlerin hem Almanya’nın ulusal kaynaklarından hem de AB katkılarıyla destekleneceğine dikkat çekilmiştir. 

Tabi bu noktada önemli bir konu lojistiğin nasıl sağlanacağı olmuştur. Toplantıda Asya’yı Avrupa’ya bağlayan; aynı zamanda Güney Koridoru ve Kuzey Koridorunun alternatifi olan Orta Koridorun önemi vurgulanmıştır. Görüşmelerde, AB ile Orta Asya arasındaki bağlantının bu koridor üzerinden sağlanması noktasında anlaşılmıştır. Keza Orta Koridor, tedarik zincirini çeşitlendirmenin yanı sıra güvenli bir şekilde enerji ve hammaddeye ulaşmak isteyen AB’ye Rusya’dan bağımsız bir ticaret yolu sunmaktadır. Bu bağlamda Orta Koridorun geliştirilmesi ve altyapı projelerine finansmanın Çin’in Kuşak Yol Girişimi’ne alternatif olarak tasarlanan Küresel Ağ Geçidi Girişimi aracılığıyla sağlanmasına karar verilmiştir. 

AB’nin finanse edeceği bu rotada Orta Asya kaynaklarının Avrupa pazarına taşınmasında Güney Kafkasya ön plana çıkmaktadır. Çünkü güzergahlardan birinde; Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’dan geçerek Hazar Denizi’ne; oradan da Azerbaycan, Gürcistan ve Karadeniz üzerinden 4.250 km demiryolu hattı ve 500 km deniz taşımacılığı kullanılarak Avrupa’ya ulaşılmaktır.[5] Karadeniz hattının geliştirilmesine Almanya ve hatta Fransa önem vermektedir. Fakat bu güzergahta Çin’in aktif olmak istediğini de hatırlamak gerekmektedir. Zira 6 Eylül 2023 tarihinde Tiflis’te düzenlenen bir konferansta konuşan Çin’in Gürcistan Büyükelçisi Zhou Qian, Karadeniz’in en büyük limanı ve ticaret merkezi olarak planlanan Anaklia Projesi’ne ilgilerinin devam ettiğini belirtmiştir.[6]

Kullanılabilecek güzergahlardan diğeri ise Azerbaycan’ın önem verdiği Zengezur Koridoru’dur. Esasen Zengezur Koridoru, koridor boyunca başlatılacak olan kara ve demir yolu ulaşımı sayesinde Avrupa’yla birlikte Orta Asya ülkelerine hem zamandan tasarruf sağlayacak hem de kargo taşımacılığını arttıracak bir güzergâh sunmaktadır.[7] Bu açıdan Zengezur Koridoru, Orta Asya-Avrupa bağlantısını sağlayacak güçlü bir seçenektir. Ancak bilindiği gibi İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından yapılan ateşkeste yer almasına rağmen Zengezur Koridoru henüz faaliyet geçmemiştir. Ermenistan’ın anlaşmaya yanaşmak istememesinde Güney Kafkasya’da nüfuz alanı oluşturmak isteyen ABD ve AB’nin Ermenistan’ı destekleyen politikalarının etkisi oldukça önemlidir. 

Aslında Orta Asya-Avrupa bağlantısının sağlanmasında önemli bir transit geçiş güzergahı olan bu bölgede, AB’nin aktif olarak rol üstlenmek istemesi pragmatik bir politika olarak değerlendirilebilir. Ancak bölgeyi güvensiz bir ortama dönüştürecek şekilde Ermenistan’a askeri ve finansal destek sağlanarak yapılıyor olması,[8] altyapı projelerinin işleyişini ve ticari ortaklıkların gelişimini riske atmaktadır. 

Dolayısıyla Güney Kafkasya’da oluşacak olan istikrarsızlıklar, özelde Almanya’nın genelde ise AB’nin Orta Asya ile ilişkilerinden elde edecekleri ekonomik ve siyasi çıkarlara zarar vermektedir. Bu bağlamda Almanya’nın Fransa ve Yunanistan gibi diğer Avrupa ülkelerini Ermenistan’ı kışkırtan politikalar yerine yatıştırıcı politikalar izlemesi noktasında ikna etmesi; İkinci Karabağ Savaşı sonrası Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkesin şartlarının yerine getirilmesi, Almanya ile Orta Asya ülkeleri arasında ilişkinin güvenli bir şekilde yürütülebilmesi açısından önemlidir. Çünkü Güney Kafkasya’da siyasi anlaşmazlıklardan ve çatışmalardan kaynaklı aksamaların yaşanmaması, Orta Koridorda lojistiğin verimli bir şekilde sürdürülebilmesi anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak AB’nin en büyük ekonomik gücü olan Almanya, Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirerek hem ekonomik bağlamda Avrupa’daki mevcut statükosunu devam ettirmeyi amaçlamış hem de AB’nin Orta Asya’daki nüfuzunu geliştirmesine olanak sağlayan bir girişime öncülük yapmıştır. Bu girişim neticesinde Orta Asya ülkeleri ile Almanya arasında kurulan stratejik ortaklığın uygulanabilir ve sürdürülebilir olması adına Orta Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Orta Koridor ticaret rotasının geliştirilmesine karar verilmiştir. 

Pragmatik bir yaklaşım olan Orta Koridorun kullanılması kararı, Güney Kafkasya barışına duyulan ihtiyacı arttırmaktadır. Bu bağlamda Almanya’nın öncüllük ettiği Orta Asya girişiminin bekası için istikrarsız bir Güney Kafkasya’dansa; istikrarlı bir jeopolitik havanın hâkim olduğu Güney Kafkasya’ya yönelik, Almanya öncülüğünde AB’nin çabalarını arttırması oldukça elzemdir.


[1] “Central Asia”, European Union External Action, https://www.eeas.europa.eu/eeas/central-asia_en, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[2] “Joint Declaration by Heads of State of Central Asia and the Federal Chancellor of Germany”, Bundesregierung, https://www.bundesregierung.de/resource/blob/998352/2226656/45f64011ff425e6db0dab0c60ff50310/2023-09-29-z5-erklaerung-en-data.pdf?download=1, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[3]  Aynı yer.

[4] “Germany Considers Kazakhstan As A Key Partner İn Central Asia”, DKN World News, https://dknews.kz/en/articles-in-english/304090-germany-considers-kazakhstan-as-a-key-partner-in, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[5] Victor Kotsev, “The Middle Corridor: Central Asia’s Rail İndependence Vision”, Railway Technology, https://www.railway-technology.com/features/the-middle-corridor-central-asias-rail-independence-vision/, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[6] “Chinese Ambassador Confirms Chinese Interest in Anaklia Port”, Civil Georgia, https://civil.ge/archives/558042(Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[7] Anastasıa Lavrına, “Zangezur Corridor: New Transport Route To Connect Europe And Asia”, Daily Sabah, https://www.dailysabah.com/opinion/op-ed/zangezur-corridor-new-transport-route-to-connect-europe-and-asia, (Erişim Tarihi: 02.10.2023).

[8] “France Agrees To Deliver Military Equipment To Armenia”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20231003-french-fm-catherine-colonna-visits-armenia-to-underline-continued-support, (Erişim Tarihi: 03.10.2023).

Gamze BAL
Gamze BAL
Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Akabinde Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini “1992 Sonrası Avrupa Birliği’nin Filistin-İsrail Sorununa Yaklaşımı” başlıklı teziyle tamamlamıştır. 2021-2022 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birliği Anabilim Dalı’nda doktora ders dönemini tamamlamıştır. Halihazırda Bal, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. İleri derecede İngilizce bilen Bal’ın başlıca çalışma alanları, Avrupa Birliği, güvenlik, etnik çatışmalar ve çatışma çözümü yöntemleridir.