Tarih:

Paylaş:

Rusya’nın Değişen Afrika Politikası ve “Africa Corps”

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2023 yılında Wagner’in eski patronu Yevgeni Prigojin’in ilk olarak Rus hükümetine karşı isyan etmesi ve bundan yaklaşık iki ay sonrasında bir uçak kazası sonucu ölmesiyle Wagner güçlerinin görünürlüğü azalmaya başlamıştır. 2023 yılının Aralık ayında Rusya Savunma Bakanlığı tarafından ve devletin kontrolü altında olan Africa Corps adlı bir özel askeri şirket oluşturulmuştur.[1] Söz konusu ordunun Wagner’in yerini alması beklenmekte, paralı veya gönüllü askerlerden oluşmaktadır. Bu bakımında Wagner’e benzer bir oluşum olsa da devletin kontrolü altında ve bakanlık tarafından kurulması onu Wagner’den ayırmaktadır.

Bu kapsamda 2024 yılının Ocak ayı sonlarında Burkina Faso’ya 100 kişilik bir birlik gönderilmiştir.[2] Bu sayıya 200 kişinin daha ekleneceği ifade edilmektedir. 22 Kasım 2023 tarihinde Telegram’daki sayfasında bu orduya alım ilanı yapıldığı ifade edilmektedir.[3] Söz konusu yeni askeri şirket, esasında Rusya’nın kıtadaki yeni askeri kanadı olarak görev yapacaktır. İlişkileri askeri ve siyasi anlamda ilerletme görevi görecektir.

Bununla beraber Rusya, Burkina Faso’ya otuz yıllık uzun bir sürenin ardından büyükelçiliği açmıştır. Bu, ikili ilişkilerin daha da gelişeceğini gösteren önemli bir işarettir. 30 yılı aşkın bir süre boyunca elçilik olmayan bir ülkeye elçilik açılması ve buraya yeni kurulan bir özel askeri şirketin askerlerini göndermek, Rusya’nın Afrika’daki varlığını artırması adına yapmış olduğu kritik hamlelerdir.  

Burkina Faso’ya birlik göndermesi ve elçilik açması, Rusya’nın Sahel bölgesinde nüfuzunu artırma politikasının ekonomik, siyasi ve askeri anlamda olacağını da göstermektedir. Zira elçilikle siyasi ve ekonomik yönden, birlikle de askeri yönden ilişkiler kurulmuştur.

Ayrıca Orta Afrika Cumhuriyeti’ne askeri üs kurulması ihtimalinin son zamanlarda artması da özellikle Sahel ve Orta Afrika bölgesinde etkili olmak isteyen bir Rusya olduğunun göstergesidir. Rusya’nın kıtada etkinliğini artırmak adına attığı ve atmak üzere olduğu bu adımlar, Fransa’nın bölgeden peyderpey çekilmesinin ardından gelmektedir. Dolayısıyla bu durum, Rusya’nın Sahel’deki güvenlik boşluğunu doldurmak arzusu taşıdığı söylenebilir. Ancak gönüllü ve paralı askerlerden oluşan Wagner benzeri bir özel askeri şirketin insan haklarını dikkate almadan yapacağı aktiviteler/eylemler, bölgedeki insanlar için önemli bir sorun da teşkil edebilir.

Rusya, bu bağlamda Wagner gibi düzensiz hareket eden bir askeri şirketten kendi kontrolünde olan, merkezi ve daha düzenli bir şirkete geçme planı yapmaktadır. Wagner’in Afrika’daki olumsuz sicilini bilen Moskova Hükümeti, kıtada etkisini artırabilmek adına Africa Corps’u kurup bölgede aktifleştirmek istemektedir.

Burkina Faso-Mali-Nijer üçlüsü son dönemde birlikte hareket etmektedir. Bu üç ülke Sahel Devletleri İttifakı’nı kurmuştur. Bununla beraber Mali’nin Cezayir’le anlaşmasını iptal etmesi, üç ülkenin Cezayir yerine Fas’la ilişkilerini geliştirmesi, Birleşmiş Milletler misyonunu bölgeden göndermesi, Fransa’yı bölgeden askeri, siyasi, eğitim ve medya anlamında uzaklaştırması, Sahel’in yeni bir döneme girdiğini açıkça göstermektedir. Rusya da Wagner hatasını tekrarlamamak adına kontrol edebileceği bir birlikten devam etmek gayesindedir. Bu durum, Rusya’nın daha resmi ve düzenli hareket etmek istediğini düşündürmektedir. Ancak paralı ve gönüllü bir birliği ne ölçüde ve ne şekilde kontrol altında tutulabileceği Wagner örneğinden de görüleceği üzere şaibeli ve öngörülemezdir.

Öte yandan Rusya-Cezayir ilişkilerinin iyi seviyelerde olması, Cezayir’in Burkina Faso-Mali-Nijer üçlüsüyle ilişkilerindeki gerilemeyi düzeltmesi noktasında bir yardımı olacağı düşüncesi ortaya atılabilir. Ancak son döneme kadar Cezayir’in söz konusu üçlüyle iyi sayılacak ilişkilere sahip olmasına rağmen son süreçte Fas’ın da ön plana çıkmasıyla Cezayir’in bu üçlüyle olan ilişkilerinde gerilmeler oluşmuştur. Rusya’yla ilişkilerini kullanarak bu durumun olumlu yönde düzeltilip düzeltilemeyeceği de muallaktır. Zira Rusya, Sahel bölgesiyle yeni bir döneme girmek arzusunda olduğu için Cezayir’in önemi bu noktada yüksektir. Cezayir’le iyi ilişkileri olan ve bu ülkedeki limanlara erişimi olan Rusya’nın Orta Afrika Cumhuriyeti’nde üs kurma girişimlerinin de devam ettiği bilinmektedir.

Cezayir’deki limanlara ulaşımının kolay olması ve bu noktadan Sahel’e ulaşım için Cezayir’i de bir rota olarak kullanması muhtemel olacağı için Rusya burada ya Cezayir’le bu üç ülkenin ilişkilerini düzeltme yolunda adımlar atacaktır ya da Fas’la ilişkilerini geliştirerek bu seçeneği de değerlendirecektir.

Sahel bölgesinde; terörizmden ayrılıkçılık sorununa, iklim değişikliğinden gıda güvensizliğine ve sağlık problemlerine kadar birçok sorun bulunmaktadır. Bu sorunların çözümü ne BM ne AB ne Fransa ne de bölgedeki aktif olmaya çalışan diğer ülkelerce de giderilememiştir. Rusya’nın da bu sorunları çözme yolunda ne adım atacağı henüz bilinmese de çözüp çözemeyeceği net değildir. Zira bu, onlarca yıldır devam eden kronik sorunların bir anda çözülebilmesi zor görünmektedir. Ancak Rusya’nın Burkina Faso-Mali-Nijer başta olmak üzere Sahel bölgesinde nüfuzunu artırabilmek adına bu sorunlardan bazılarına çözümler bulması veya bu yönde adımlar atması kısa vadede bölge ülkeleriyle olan ilişkilerine olumlu şekilde yansıyacaktır. Bu sebeple bölgede şiddet aktivitelerinin ve saldırıların azalması/azaltılması, stabilizasyonun bir nebze artması yakın vadede beklenebilir. Fakat orta ve uzun vadede ne olacağıyla ilgili bir tahmin yapmak için henüz erken olacaktır.

Wagner güçlerine göre sistemsel ve yönetimsel anlamda bazı farklılıklar taşıyan Africa Corps, yeni dönemde Rusya’nın Afrika’daki askeri ve siyasi desteği olacaktır. Wagner’in kontrol edilemeyen bir güç olmasından dolayı bu yeni kurulan güç daha resmi ve kontrollü bir süreci tanımlayacaktır. Rusya’nın Sahel ve daha geniş anlamda Afrika’daki yeni politikaları Africa Corps’u da içerecektir.

Sonuç olarak Sahel’deki yeni dönem bölgede bir kolonyal tarihi bulunmayan Rusya ve Çin gibi önemli güçlerin aktif olacağı bir değişime işaret etmektedir. Bu noktada ABD’nin ve AB’nin de buna karşılık yeni adımlar atabileceği, benzer güçleri aktif edebilecekleri ve bölgeyle diplomatik ve siyasi anlamda ilişkileri geliştirebilmek adına ziyaretler gerçekleştirebilecekleri düşünülebilir. ABD’nin yakın dönemde Orta Afrika Cumhuriyeti’yle özel askeri şirket bağlamında bir ilişki kurmak adına adımlar atması da bu minvalde açıklanabilir.


[1] Morgane Le Cam, “Des organes de propagande proches du Kremlin annoncent l’arrivée de «spécialistes militaires» russes au Burkina Faso”, Le Monde, 25 Ocak 2024, https://www.lemonde.fr/afrique/article/2024/01/25/des-organes-de-propagande-proches-du-kremlin-annoncent-l-arrivee-de-specialistes-militaires-russes-au-burkina-faso_6212904_3212.html (Erişim Tarihi: 24.02.2024).

[2]  Aynı yer.

[3] Kossivi Tiassou, “Des soldats russes déployés au Burkina Faso”, Deutch Welle, 26 Ocak 2024, https://www.dw.com/fr/burkina-faso-russie-africa-corps-instructeurs/a-68098689, (Erişim Tarihi: 24.02.2024).

Göktuğ ÇALIŞKAN
Göktuğ ÇALIŞKAN
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimi alan Göktuğ ÇALIŞKAN, aynı süreçte çift ana dal programı kapsamında üniversitenin Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yer alan Uluslararası İlişkiler bölümünde de eğitim görmüştür. 2017 yılında lisans mezuniyetini tamamladıktan sonra Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans programına başlayan Çalışkan, bu programı 2020 yılında başarı ile tamamlamıştır. 2018 yılında ise çift ana dal programı kapsamında eğitim gördüğü Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bursu kapsamında 2017 yılı YLSY programını kazanarak halen Fransa’da dil eğitimi alan Göktuğ Çalışkan aynı zamanda Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisidir. YLSY programı kapsamında Fas'ta Uluslararası Rabat Üniversitesinde Yönetişim ve Uluslararası İstihbarat alanında 2. yüksek lisansını yapmakta olan Çalışkan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler bölümünde doktorasına başlamıştır. Iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilmektedir.