Tarih:

Paylaş:

BRICS’in Genişleme Süreci ve Yeni Aktörlerin Katılımı Ne Anlama Geliyor?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ortaklığıyla hayata geçirilen ve jeoekonomik hedefleri temel alan bir oluşumdur. 16 Haziran 2009 tarihinde kurulan BRICS, üye ülkelerin birbirlerinin iç işlerine karışmama ilkesini temel almaktadır.[1] BRICS üyesi ülkelerin dünyanın toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) %23’ünü oluşturduğu[2] da dikkate alındığında bu oluşumun küresel jeopolitik için önemi daha iyi anlaşılabilmektedir.

BRICS’e dair gelecek tahminlerindeyse üye ülkelerin hızlı bir gelişim göstereceği bulunmaktadır. Nitekim BRICS’in temel olarak çok kutupluluk arayışları çerçevesinde kurulduğu öne sürülebilir. Zira halihazırda Rusya ve Çin’in birlikte hareket ettiği BRICS, temel olarak Soğuk Savaş sonrasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), NATO ve Avrupa Birliği (AB) merkezli kurulan ve Atlantik düzeni olarak da adlandırılan neo-liberal düzene alternatif geliştirme hedefi gütmektedir. Bu bağlamda BRICS’in G7 ve Birleşmiş Milletler (BM) temelli düzene meydan okuduğu ve eleştiriler yönelttiği bilinmektedir.

Öte yandan BRICS genişleme eğilimi içerisindedir. BRICS’in genişlemesinin her anlamda küresel olarak BRICS’in jeoekonomik nüfuzunu arttıracağı öne sürülebilir. Zira bahse konu genişleme de 22-24 Ağustos 2023 tarihleri arasında Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde düzenlenen zirvede gündeme gelmiştir.[3] Zirveden önce Cezayir, Arjantin, Bangladeş, Bahreyn, Belarus, Bolivya, Küba, Mısır, Etiyopya, Honduras, Endonezya, İran, Kazakistan, Kuveyt, Fas, Nijerya, Filistin, Suudi Arabistan, Senegal, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezuela ve Vietnam’ın BRICS’e katılmak için resmi başvuruda bulunduğu bilinmektedir.[4]

Bahse konu zirvenin sonundaysa Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) topluluğa davet edildiğini açıklamıştır.[5] Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise yayınladığı bir videolu mesajda şu ifadeleri kullanmıştır:[6]

“Gelecek yıl tam ölçekli formatta çalışacak yeni üyeleri tebrik etmek istiyorum. Ve tüm meslektaşlarımıza, BRICS’in dünyadaki etkisini genişletmek için bugün başlattığımız çalışmalara devam edeceğimizin güvencesini vermek isterim. Bu ifadelerimle yeni üyelerle ve BRICS kapsamında ortaklarımızla birlikte çalışacak ve bizimle çalışmak isteyenlerle pratik çalışmalar yapmayı kastediyorum. Ortak para birimi konusu ise şimdilik zor gözüküyor ancak sorunların çözümüne doğru ilerlemeye devam edeceğiz.”

BRICS’in temel olarak Batı Bloğu’na bir alternatif geliştirme hedefiyle hayata geçirilmiştir. Bu da BRICS’in ekonomik olarak ne kadar büyürse, Batı Bloğu’na alternatif arama hedefinde olan “gelişmekte olan ülkeler” için de o kadar önemli bir cazibe merkezi haline geleceği öne sürülebilir. Zira bu bağlamda BRICS’in hem genişlemesi hem de hangi aktörlerle genişleyeceği oldukça önemlidir. Nitekim dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan ile dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin’in aynı ekonomik blokta yer alacak olması oldukça kritik bir öneme haizdir. Bu durum, her ikisi de büyük petrol üreticilerinden ve aynı zamanda OPEC+ üyesi olan Rusya ve Suudi Arabistan’ın yeni bir ekonomik blokta birlikte yer alacağı anlamına gelmektedir. Öte yandan hem Riyad’ın geçmişte petrol üretimi noktasında Washington’la yaşadığı anlaşmazlıklar da hala etkisini sürdürmektedir.

Tüm bunların yanı sıra BRICS’in genişlemesi, üyelerin kademeli olarak ticaret yapmak için ABD doları dışındaki para birimlerini kullanmaya geçeceği bir süreç olan potansiyel de-dolarizasyon girişimlerinin de hız kazanmasına neden olabilir. Ancak BRICS’in kendine ait bir para birimi kullanma noktasına gelmesinin yakın gelecekte pek mümkün görünmediği öne sürülebilir. Zira bu durum 1944 yılında Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı sonrasında imzalanan Bretton Woods Anlaşması’nın ardından ABD’nin inşa ettiği dolar temelli küresel sistemin sağlam temelleri nedeniyle oldukça zordur. Çünkü BRICS’in söz konusu sisteme alternatif olarak sunabileceği bir mekanizma en azından mevcut durumda yoktur. Öte yandan İran gibi Batı’ya açıkça rekabet eden bir ülkenin de BRICS’e davet edilmesinin BRICS’i tam anlamıyla Batı karşıtı bir bloğa çevirme ihtimalinin güçlü olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak BRICS’in bahse konu genişlemeyle birlikte Batı Bloğu’na çok daha güçlü bir alternatif oluşturacağı öne sürülebilir. Zira Suudi Arabistan ve İran gibi devletlerin oluşuma katılmasının BRICS’in ABD, AB, Dünya Bankası (WB) ve Uluslararası Para Fonu’na (IMF) karşı daha dirençli olmasının ve daha şahin politikalar izleyebilmesinin önünü açacağı okuması yapılabilir.


[1] “BRICS: Sources of Information”, Library of Congress, https://t.ly/dO53S, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[2] “An Economic Overview of the BRICS Countries”, Nasdaq, https://www.nasdaq.com/articles/an-economic-overview-of-the-brics-countries, (Erişim Tarihi: 24.08.2023).

[3] “Building an Inclusive World: BRICS Summit to be Held August 22-24 in South Africa”, CGTN News, https://news.cgtn.com/news/2023-08-23/VHJhbnNjcmlwdDc0MTg2/index.html, (Erişim Tarihi: 24.08.2023).

[4] “Weighing Expansion, BRICS Increasingly Draws Membership Requests”, AA, https://www.aa.com.tr/en/economy/weighing-expansion-brics-increasingly-draws-membership-requests/2929541, (Erişim Tarihi: 17.08.2023).

[5] “Emerging Economies Group BRICS Invites 6 New Members, Including Saudi Arabia and Iran”, National Broadcasting Company News, (Erişim Tarihi: 24.08.2023).

[6] “Saudi Arabia, UAE and Iran Among Six Countries Invited to Join Brıcs Group”, Cable News Network Business, https://edition.cnn.com/2023/08/24/business/saudi-arabia-brics-invitation-intl/index.html#:~:text=The%20group%20currently%20includes%20Brazil,influence%20would%20continue%20to%20grow., (Erişim Tarihi: 24.08.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.