Analiz

Ermenistan’ın AB Adaylığı: Moskova’nın Etki Alanından Kurtulmak

Son dönemde Avrupa Parlamentosu’ndaki gelişmeler, Ermenistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkisine dair önemli tartışmaları tetikledi.
Ermenistan’ın tarihi, özellikle Sovyet dönemi nedeniyle Rusya ile olan bağlarıyla sıkı bir şekilde ilişkilidir.
Erivan, özellikle bölgesel çatışmalar ve jeopolitik baskılar karşısında koruma ve destek için sık sık Moskova’ya başvurmuştur.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Son dönemde Avrupa Parlamentosu’ndaki gelişmeler, Ermenistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkisine dair önemli tartışmaları tetiklemiştir. Burada, Ermenistan’ın AB üyelik adaylığı statüsüne yükseltilmesi olasılığının araştırılması önerisini içeren bir karar alınmıştır. Bu tür bir adım, Ermenistan ile AB arasındaki dinamiklerde potansiyel bir paradigma değişikliğini işaret ederek, Avrupa Parlamentosu’nun Ermenistan’la olan ilişkilerini derinleştirme isteğini yansıtmaktadır. Rusya’nın korumasına karşı artan hayal kırıklığı ve Batı kurumlarıyla daha büyük bir özerklik ve entegrasyon isteği bağlamında Ermenistan’ın yaşadığı artan hayal kırıklığıyla birlikte gelen bu karar, bölgede yaşanan jeopolitik değişimleri daha da vurgulamaktadır.

Ermenistan’ın tarihi, özellikle Sovyet dönemi nedeniyle Rusya’yla olan bağlarıyla sıkı bir şekilde ilişkilidir. Bağımsızlığını kazandıktan sonra Erivan, Avrasya Ekonomik Birliği’ne katılma ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGKÖ) gibi farklı anlaşmalar ve ittifaklar aracılığıyla Rusya’yla güçlü siyasi, ekonomik ve askeri bağlarını sürdürmüştür.

Başta Ukrayna, Moldova ve Gürcistan olmak üzere diğer eski Sovyet cumhuriyetleri de aktif bir şekilde Avrupa Birliği’yle daha derin bir entegrasyon arayışına girmiş ve bu yolda çeşitli zorluklarla karşılaşmışlardır. Gürcistan, AB’ye aday ülke statüsü kazanmasına rağmen, sınırları içerisinde Rusya’nın desteklediği Abhazya ve Güney Osetya gibi iki çatışmanın yarattığı karmaşıklıklarla mücadele etmektedir. Benzer şekilde, Transdinyester’de Kremlin destekli bir vekil devletin varlığına rağmen Moldova’ya AB üyeliğine giden açık bir yol sağlanmıştır. Ukrayna’da ise AB’yle daha yakın bağlar kurma arayışı, Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’nın doğusunda devam eden çatışmalarla kendini gösteren Rusya’nın direnciyle karşılaşmıştır.

Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın izlediği AB yanlısı yolların aksine Ermenistan, 2013 yılında önceki hükümetinin Rusya liderliğindeki Avrasya Gümrük Birliği’ne uyum sağlamayı tercih etmesiyle farklı bir yol izlemiştir.[1] Bununla birlikte, Rusya’yla son dönemde yaşanan hayal kırıklıkları, Ermenistan’ın dış politika yönelimine ilişkin değişen görüş ve yaklaşımının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Erivan, özellikle bölgesel çatışmalar ve jeopolitik baskılar karşısında koruma ve destek için sık sık Moskova’ya başvurmuştur. Ancak Ermenistan’ın Rusya’yla ilişkisi, hoşnutsuzluk ve gerilim anlarının damgasını vurduğu karmaşık bir ilişki olmuştur. Ermenistan’daki 2018 “Kadife Devrimi”, Moskova yanlısı elitlerin iktidardan indirilmesi ve yerlerine reformist bir hükümetin geçmesiyle ülkenin iç siyasetinde önemli bir değişimin sinyalini vermiştir. Bu değişim, Ermenistan’ın Rusya’yla olan bağlarının, özellikle de demokrasi, sivil haklar ve dış politikaya yaklaşımı açısından yeniden değerlendirilmesini beraberinde getirmiştir.

Rusya’nın korumasından duyulan bu hoşnutsuzluk 2022 yılındaki sınır savaşı ve ardından Dağlık Karabağ konusunda yaşanan çatışma sırasında daha da belirgin hale gelmiştir. Ermenistan’ın KGAÖ içindeki resmi yükümlülüklerine rağmen Rusya’nın tepkisi birçok Ermeni tarafından yetersiz olarak algılanmıştır. Sınır çatışması sırasında destek eksikliği ve Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki saldırısı sırasında Rus barış güçlerinin geri çekilme kararı, Ermeniler arasında yaygın bir hayal kırıklığına ve öfkeye yol açmıştır. Ermeni sakinlerin Dağlık Karabağ’dan kitlesel göçü, Rusya’nın Ermeni çıkarlarını etkili bir şekilde koruyamadığı algısının daha da altını çizmiştir. Bu gelişmeler ışığında ve Moskova’nın kilit bölgesel meseleleri ele alışından duyulan memnuniyetsizliğin artmasıyla Erivan nihayetinde örgüt üyeliğini askıya alma kararı almıştır.

Ermenistan’ın Rusya’nın Ukrayna’daki eylemlerini, özellikle de Putin’in savaşını desteklemeyi reddetmesi, iki ülkenin dış politika önceliklerindeki bu ayrışmayı vurgulamıştır. Ermenistan’daki reformist hükümet, Moskova’nın saldırgan taktiklerinden uzak durmaya ve Batı’nın demokrasi ve insan hakları değerlerine daha yakın durmaya çalışmıştır.

Diğer hareketler de Erivan’ın Kremlin’den duyduğu memnuniyetsizliği ortaya koymuştur. Daha önce Rus silah tedarikine olan bağımlılığından kayda değer bir şekilde ayrılan Ermenistan, son zamanlarda askeri teçhizat için Fransa ve Hindistan’a yönelerek savunma ortaklıklarını çeşitlendirmiştir. Bu stratejik değişim, Fransa’dan MBDA yapımı Mistral füzelerinin tedarik edilmesiyle örneklenmiş ve geleneksel Rus tedarikçilerden uzaklaşıldığını göstermiştir.[2] Ayrıca Ermenistan’ın Fransa’yla savunma alanındaki işbirliği silah anlaşmalarının ötesine geçerek eğitim ve danışmanlık hizmetlerini de kapsar hale gelmiştir. Önemli bir gelişme olarak Fransa’nın prestijli Saint-Cyr Askeri Okulu ile Ermenistan Askeri Akademisi arasında bir ortaklık kurulmuştur.

Ayrıca, gerilimin tırmandığı ve Rusya’nın Ukrayna’daki altyapı ve sivil hedeflere yönelik saldırılarının arttığı bir dönemde Erivan’ın etkilenen bölgelere insani yardım ulaştırma niyetini açıklaması da diplomatik bir dalgalanma etkisi yarattı. Ermenistan’ın yardım taahhüdüne karşılık olarak Rusya, Ermenistan’ın kriz sırasında Ukrayna’yı destekleme kararına ilişkin Moskova’nın endişelerini yansıtacak şekilde Ermenistan Büyükelçisini çağırmıştır.[3]

AB üyeliğine giden yolun uzun ve karmaşık bir süreç olduğu, genellikle gerçekleşmesinin yıllar aldığı ve bazı durumlarda hiçbir zaman meyve vermediği bilinirken, Ermenistan’ın AB üyeliğine aday olarak değerlendirilmesini öneren son karar, Rusya’nın bölgedeki etki alanının dinamiklerindeki çarpıcı bir değişimi örneklemektedir. Dahası bu karar, ulusların egemenliklerini giderek daha fazla ortaya koymaya ve geleneksel ittifaklardan bağımsız olarak kendi stratejik çıkarlarını gözetmeye çalıştıkları eski Sovyet coğrafyasındaki daha geniş jeopolitik eğilimleri de yansıtmaktadır.


[1] “Armenia Turns Away from the EU”, OSW Ośrodek Studiów Wschodnich, https://www.osw.waw.pl/en/publikacje/analyses/2013-09-04/armenia-turns-away-eu, (Accessed: 13.03.2024).

[2] “France Plants Flag in Russia’s Backyard with Armenia Arms Deals”, Politico, https://www.politico.eu/article/france-seeks-to-up-ante-in-former-soviet-union-with-new-weapons-for-armenia/, (Accessed: 13.03.2024).

[3] “Russia Summons Armenian Ambassador Over Ukraine Aid Pledge”, Politico, https://www.politico.eu/article/russia-summons-armenian-ambassador-over-ukraine-aid-pledge/, (Accessed: 13.03.2024).

Gadea Albaladejo LÁZARO
Gadea Albaladejo LÁZARO
Valensiya Avrupa Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler